悠哉游哉 huzur içinde
Explanation
形容人悠闲自在,轻松愉快的样子。
Rahat ve sakin birini tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
夕阳西下,一位老农扛着锄头,哼着小曲,悠哉游哉地走在田埂上。他一天的农活已经做完,田地里金灿灿的稻穗沉甸甸地压弯了枝头,丰收的喜悦洋溢在他饱经风霜的脸上。微风轻拂,送来阵阵稻香,他深吸一口气,感到无比的满足。远处,炊烟袅袅升起,那是他家方向,温暖的家的灯光在等着他。他加快了脚步,嘴角勾起一丝微笑,心里想着今晚丰盛的晚餐和家人团聚的快乐。这一天,虽然劳累,但辛苦的付出带来了丰收的喜悦,让他感到无比的悠哉游哉。他走过一片盛开的野花,花香扑鼻而来,他驻足欣赏,感受着大自然的美丽与宁静。路边的小溪潺潺流淌,清澈见底,他弯腰掬起一捧清凉的溪水,洗去脸上的汗珠,感受着清凉的舒适。他继续往前走,夕阳的余晖洒在他的身上,为他披上了一件金色的外套。他走得很慢,但他的心里充满了喜悦和满足,因为他知道,他所拥有的一切都是来之不易的,他珍惜这份来之不易的悠哉游哉,也珍惜他所拥有的一切。
Güneş batarken, yaşlı bir çiftçi çapağını alıp bir melodi mırıldanarak tarlanın sırtında keyifle yürüyordu. Günlük tarla işi bitmişti, tarlalarındaki altın sarısı buğday başakları ağırlaşmış, sapları eğmişti. Hasat sevinci zamanın yıpranmış yüzünde belli oluyordu. Hafif bir esinti pirinç kokusunu getiriyordu. Derin bir nefes aldı ve çok memnun kaldı. Uzaktan yükselen bir duman vardı, evinin yönünü gösteriyordu. Sıcak ev ışığı onu bekliyordu. Adımını hızlandırdı, dudaklarında bir gülümsemeyle o akşamki bol yemek ve ailesiyle bir araya gelme sevincini düşünüyordu. Gün yorucu olsa da, sıkı çalışma hasat sevincini getirmiş, onu son derece rahat ve huzurlu hissetmesini sağlamıştı. Çiçek açmış yabani çiçeklerin olduğu bir tarladan geçti, kokuları havayı dolduruyordu. Durup onları hayranlıkla izledi, doğanın güzelliğini ve huzurunu hissetti. Yol kenarında küçük bir dere şırıltıyla akıyordu, temiz ve berrak. Eğilip bir avuç serin su aldı, yüzündeki teri sildi ve serinliği hissetti. Yürümeye devam etti, batan güneş ona altın bir manto giymiş gibi ışınlarını vuruyordu. Yavaş yürüyordu, ama kalbi neşe ve memnuniyetle doluydu, çünkü biliyordu ki sahip olduğu her şeyin bedeli ağır çalışmaydı. Bu hak edilmiş huzur ve rahatlığı kıymetli biliyordu ve sahip olduğu her şeyi kıymetli biliyordu.
Usage
用于描写人物神态、行为,多用于书面语。
Bir kişinin tavır ve davranışlarını tanımlamak için kullanılır, çoğunlukla yazılı dilde kullanılır.
Examples
-
他悠哉游哉地坐在公园的长椅上,享受着午后的阳光。
ta youzaiyouzaidi zuozai gongyuan de changyishang,xiangshou zhe wuhou de yangguang.
Parkta bir bankta huzur içinde oturuyor, öğleden sonraki güneşin tadını çıkarıyordu.
-
完成工作后,他悠哉游哉地回家了。
wancheng gongzuo hou,ta youzaiyouzaidi huijiale
İşini bitirdikten sonra, yavaşça eve gitti.