无忧无虑 Kaygısız
Explanation
无忧无虑,形容没有忧愁和顾虑,十分轻松愉快。
Kaygısız, endişe ve kaygı olmadan, çok rahat ve hoş bir durumu tanımlar. Bir kişinin ruh halini veya bir yerin atmosferini tanımlamak için kullanılabilir.
Origin Story
从前,在一片美丽的森林里,住着两只小兔子,它们是最好的朋友。每天,它们都会一起在森林里玩耍,寻找美味的浆果,享受着无忧无虑的生活。森林里充满了欢声笑语,小兔子们快乐地奔跑着,追逐着,它们觉得生命充满了希望,每天都充满了阳光。然而,好景不长,一场突如其来的大雨让森林变得泥泞不堪,小兔子们被困在泥潭中,无法动弹。它们开始害怕,开始担心自己能不能逃脱,开始害怕自己会迷路。这时,一只老狐狸出现了,它告诉小兔子们不要害怕,它会帮助它们脱险。老狐狸带着小兔子们,一起找到了安全的住所,并且给它们准备了美味的食物。小兔子们终于松了一口气,它们再次感受到无忧无虑的快乐。从此以后,小兔子们更加珍惜这份友谊,它们知道,有朋友陪伴,即使遇到困难,也能克服,因为友谊会带给他们无忧无虑的快乐。
Bir zamanlar, güzel bir ormanda, en iyi arkadaş olan iki küçük tavşan yaşıyordu. Her gün, ormanda birlikte oynar, lezzetli meyveler arar, kaygısız bir hayatın tadını çıkarırlardı. Orman kahkaha doluydu, küçük tavşanlar mutlu bir şekilde koşup oynuyorlardı, hayatın umutla dolu olduğunu hissediyor, her gün güneşliydi. Ancak, güzel günler uzun sürmedi, ani bir sağanak yağmur ormanı çamurlu hale getirdi, küçük tavşanlar çamura saplandı, hareket edemediler. Korkmaya başladılar, kaçıp kaçamayacakları konusunda endişelenmeye başladılar, kaybolacaklarından korkmaya başladılar. Bu sırada, yaşlı bir tilki belirdi, küçük tavşanlara korkmamalarını, onları kurtaracağını söyledi. Yaşlı tilki, küçük tavşanları alarak birlikte güvenli bir barınak buldular ve onlara lezzetli yiyecekler hazırladılar. Küçük tavşanlar sonunda rahatladılar, kaygısız neşeyi tekrar hissettiler. O günden sonra, küçük tavşanlar bu dostluğu daha da fazla değerlendirdi, arkadaşları olduğu sürece, zorluklarla karşılaşsalar bile, bunların üstesinden gelebileceklerini biliyorlardı, çünkü dostluk onlara kaygısız bir neşe getiriyordu.
Usage
这个成语形容一种没有忧愁和顾虑,轻松快乐的状态。可以用于描述人的心理状态,也可以用来形容环境气氛。
Bu atasözü, endişe ve kaygı olmadan, rahat ve mutlu bir durumu tanımlar. Bir kişinin ruh halini veya bir yerin atmosferini tanımlamak için kullanılabilir.
Examples
-
童年时,我们无忧无虑,每天都快乐地玩耍。
tóng nián shí, wǒ men wú yōu wú lǜ, měi tiān dōu kuài lè de wán shuǎ.
Çocukluğumuzda, kaygısızdık, her gün mutlu bir şekilde oynardık.
-
在美丽的田野上,孩子们无忧无虑地奔跑玩耍。
zài měi lì de tián yě shàng, hái zi men wú yōu wú lǜ de bēn pǎo wán shuǎ.
Güzel tarlalarda, çocuklar kaygısızca koşar ve oynar.
-
他过着无忧无虑的生活,令人羡慕。
tā guò zhe wú yōu wú lǜ de shēng huó, lìng rén xiàn mù.
Kaygısız bir yaşam sürüyor, ki bu kıskanılacak bir şey.
-
小兔子在草地上无忧无虑地吃着青草。
xiǎo tù zi zài cǎo dì shàng wú yōu wú lǜ de chī zhe qīng cǎo.
Küçük tavşan, çimde kaygısızca ot yiyor.
-
我希望自己能像孩子一样无忧无虑。
wǒ xī wàng zì jǐ néng xiàng hái zi yī yàng wú yōu wú lǜ.
Keşke çocuk gibi kaygısız olabilseydim.