浮想联翩 sürekli hayaller
Explanation
浮想联翩,指许多想像不断涌现出来。形容思绪活跃,想象丰富。
Birçok hayal sürekli olarak ortaya çıkar; aktif zihni ve zengin hayal gücünü tanımlar.
Origin Story
秋日的午后,阳光透过窗户洒在书桌上,我拿起一本古诗词集,静静地读着。李白的诗句,如清风明月般,拂过我的心头。我不禁浮想联翩:那诗仙飘逸洒脱的身影,在山间溪流边吟诵诗歌;那豪迈的诗篇,在历史的长河中,激荡着千百年来的情怀。我仿佛置身于诗仙的意境之中,感受着诗歌的魅力,感受着历史的厚重。读着杜甫的诗句,我又浮想联翩:那忧国忧民的情怀,在乱世中,显得尤为珍贵;那沉重的笔触,在历史的画卷中,留下了浓墨重彩的一笔。我仿佛看到了诗圣的辛酸与无奈,感受着诗歌的力量,感受着时代的变迁。不知不觉,夕阳西下,夜幕降临。我合上书本,心中充满了感慨。浮想联翩的思绪,如同涓涓细流,流淌在我的心田。
Sonbahar öğleden sonrasında, güneş ışığı pencereden masamaya doğru vuruyordu. Eski Çin şiirlerinden oluşan bir seçki aldım ve sessizce okumaya başladım. Li Bai'nin şiirleri, hafif bir esinti ve ay ışığı gibi, kalbimi okşadı. Düşüncelerimin dalıp gitmesine izin verdim: dağ deresinin kıyısında şiir okuyan şairin zarif ve özgür ruhlu figürü; güçlü dizeleri, tarihin nehrinde yüzyıllardır duyguları harekete geçiriyordu. Kendimi şairin dünyasına taşınmış gibi hissettim, şiirin büyüsünü ve tarihin ağır yükünü hissettim. Du Fu'nun dizelerini okurken, düşüncelerim tekrar savruldu: ülkeye ve halka duyduğu kaygı, karışık zamanlarda özellikle değerliydi; derin dokunuşları, tarihin tuvalinde güçlü bir iz bıraktı. Bilge insanın hüznünü ve çaresizliğini gördüm gibi oldum, şiirin gücünü ve zamanın değişkenliğini hissettim. Farkına varmadan güneş batmış ve akşam olmuştu. Kitabı kapattım, kalbim duygularla doluydu. Dolaşan düşüncelerim, küçük bir dere gibi kalbimde akıyordu.
Usage
形容思想感情奔放活跃。多用于书面语。
Düşünce ve duyguların özgür ve aktif olmasını tanımlar. Çoğunlukla yazılı dilde kullanılır.
Examples
-
月光如水,我躺在床上,浮想联翩,思绪万千。
yuèguāng rú shuǐ, wǒ tǎng zài chuáng shang, fú xiǎng lián piān, sī xù wàn qiān
Ay ışığında yatakta yatıyordum, düşüncelerim uçuşuyordu.
-
看着这幅画,我不禁浮想联翩,想起了家乡的田园风光。
kànzhe zhè fú huà, wǒ bù jīn fú xiǎng lián piān, xiǎng qǐ le jiā xiāng de tiányuán fēng guāng
Bu resmi görünce, kendimi düşüncelere kaptırmadan edemedim, memleketimdeki kırsal manzaraları hatırladım.