思绪万千 sayısız düşünce
Explanation
形容心里有很多想法,思虑很复杂。
Birçok düşünce ve endişeye sahip olmayı tanımlar.
Origin Story
夕阳西下,老渔夫坐在海边,望着波光粼粼的海面,思绪万千。他想起年轻时乘风破浪,与海搏斗的场景,想起那些一起出海的伙伴们,有的已经故去,有的早已搬去了远方。如今,他已经年老体衰,再也无法像从前那样驾驭风浪了,但他对大海的热爱却从未减弱。他看着远方,思绪又飘向了他年迈的妻子,和那些可爱的孩子们。他心里充满了对家人的思念和牵挂,也充满了对未来生活的期盼。他知道,即使生活再苦,他也要坚强地活下去,为了他的家人,为了他心中那片永远不变的大海。
Güneş batarken yaşlı balıkçı deniz kenarında oturmuş, parıldayan deniz yüzeyine bakıyordu, düşünceleri sayısızdı. Gençliğinde dalgalarla boğuştuğu sahneleri, onunla birlikte denize açılan arkadaşlarını hatırladı; bazıları vefat etmişti, bazıları çok önceleri uzaklara taşınmıştı. Şimdi yaşlanmış ve güçsüz düşmüştü, artık eskisi gibi dalgaları kontrol edemiyordu ama denize olan sevgisi hiç azalmamıştı. Uzaklara baktı, düşünceleri yaşlı eşine ve sevgili çocuklarına yöneldi. Kalbi ailesine özlem ve kaygıyla, ayrıca gelecek yaşam için umutla doluydu. Biliyordu ki yaşam ne kadar zor olursa olsun, ailesi için, kalbinde sonsuza dek kalacak olan deniz için güçlü yaşamalıydı.
Usage
用于描写人物内心复杂的思想感情。
Bir kişinin karmaşık düşünce ve duygularını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
秋风瑟瑟,他独自一人走在乡间小路上,思绪万千,回忆起童年往事。
qiū fēng sè sè, tā dú zì yī rén zǒu zài xiāng jiān xiǎo lù shàng, sī xù wàn qiān, huí yì qǐ tóng nián wàng shì
Sonbahar rüzgarı serin serin eserken, o kırsal bir yolda yalnız yürüyordu, kafası binbir düşünceyle doluydu, çocukluk anılarını hatırlıyordu.
-
面对如此复杂的局面,她思绪万千,不知该如何是好。
miàn duì rú cǐ fù zá de jú miàn, tā sī xù wàn qiān, bù zhī gāi rú hé shì hǎo
Böyle karmaşık bir durumla karşı karşıya kalınca, ne yapacağını bilemeden düşüncelere daldı.
-
考试结束,他思绪万千,既有成功的喜悦,也有对未来的担忧。
kǎo shì jié shù, tā sī xù wàn qiān, jì yǒu chéng gōng de xǐ yuè, yě yǒu duì wèi lái de dānyōu
Sınav bittikten sonra, aklı başarı sevinci ve geleceğe dair kaygılarla doluydu.