满山遍野 tüm dağlar ve ovalarda
Explanation
形容山岭和原野到处都是,数量很多,范围很广。
Dağların ve tarlaların her yerini kapladığını, çok sayıda ve geniş bir alanı kapladığını tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
从前,在一个小山村里,住着一位名叫小翠的姑娘。她善良勤劳,心灵手巧,村里人都很喜欢她。有一天,小翠上山采药,走到半山腰,她发现山坡上长满了各种各样的野花,红的、黄的、紫的、白的,五颜六色,美丽极了。她情不自禁地跑过去,欣赏着这些美丽的花朵。她继续往前走,发现山坡下是一片金黄色的油菜花田,那金黄色的花海一眼望不到边,仿佛是一片金色的海洋。小翠开心地笑了,她从来没有见过这么美丽的景色,这美丽的景色让小翠惊叹不已。她继续往前走,发现远处还有一片绿油油的麦田,那绿色的麦浪在微风中轻轻地摇曳,仿佛是一片绿色的波浪。小翠的心中充满了喜悦,她觉得自己仿佛置身于一个美丽的童话世界里。她深深地吸了一口气,感受着大自然的清新和美丽。这时,她想起村里的人们,她觉得应该把这些美丽的景色告诉他们。于是,她兴高采烈地回到了村里,把她在山里看到的美丽的景色告诉了大家,大家听了都非常高兴,都想去看看这些美丽的景色。第二天,村里的人们一起上山,欣赏着满山遍野的美丽景色,他们的脸上都露出了幸福的笑容。
Çok eski zamanlarda, küçük bir dağ köyünde, Xiao Cui adında bir kız yaşıyordu. O çok iyi kalpli, çalışkan ve zekiydi ve köydeki herkes onu çok seviyordu. Bir gün, Xiao Cui bitki toplamak için dağa çıktı. Dağın yarısına geldiğinde, dağın yamacının çeşitli yaban çiçekleriyle kaplı olduğunu gördü; kırmızı, sarı, mor, beyaz, çok renkli ve çok güzel. O farkında olmadan oraya koştu ve bu güzel çiçekleri hayranlıkla izledi. Ilerlemeye devam etti ve dağın yamacının altında kolza çiçekleri tarlası olduğunu gördü; sonsuza kadar uzanan sarı bir kolza çiçekleri denizi, sanki sarı bir okyanus gibiydi. Xiao Cui mutlu bir şekilde gülümsedi. Daha önce hiç böyle güzel bir manzara görmemişti. Bu güzel manzara Xiao Cui'yi hayrete düşürdü. Yürümeye devam etti ve uzakta yemyeşil buğday tarlaları gördü; rüzgarda hafifçe sallanıp yeşil bir dalga gibi görünen yeşil dalgalar. Xiao Cui neşeyle doldu. Kendini güzel bir masal dünyasında gibi hissediyordu. Derin bir nefes aldı ve doğanın tazeliğini ve güzelliğini hissetti. Sonra köy halkını hatırladı. Bu güzel manzarayı onlara anlatması gerektiğini düşündü. Bu yüzden neşeyle köye geri döndü ve dağlarda gördüğü güzel manzarayı herkese anlattı. Herkes çok mutlu oldu ve bu güzel manzarayı görmek istedi. Ertesi gün, köy halkı birlikte dağa çıktı ve tüm dağları ve ovaları kaplayan güzel manzaraya hayran kaldılar. Yüzlerinde mutlu gülücükler vardı.
Usage
主要用于描写景物,也可以用于形容数量多,范围广。
Çoğunlukla manzaraları tanımlamak için kullanılır, ancak büyük miktarı ve geniş kapsamı tanımlamak için de kullanılabilir.
Examples
-
秋高气爽,满山遍野都是金黄色的稻谷。
qiū gāo qì shuǎng, mǎn shān biàn yě dōu shì jīnhuáng sè de dàogǔ
Sonbaharda, altın sarısı pirinç tarlaları tüm dağları ve ovaları kaplıyor.
-
暴雨过后,满山遍野都是一片绿色。
bàoyǔ guòhòu, mǎn shān biàn yě dōu shì yīpiàn lǜsè
Şiddetli yağmurdan sonra, dağlar ve ovalar yeşerdi.