锒铛入狱 hapse girmek
Explanation
形容罪犯被捕入狱。
Bir suçlunun tutuklanması ve hapse atılmasını tanımlar.
Origin Story
话说在古代,一个富商因为贪污受贿,最终锒铛入狱。他曾经权势滔天,挥金如土,享受着荣华富贵,却不知敛财的恶果,最终被绳之以法。在冰冷的牢房里,他回想起曾经的种种罪行,悔恨交加。他曾经欺压百姓,强取豪夺,如今却只能在牢狱中度过余生,尝尽苦头。这则故事警示世人,要行善积德,切莫贪图享乐而触犯法律,最终落得个身败名裂的下场。富商的故事在民间广为流传,人们以他为戒,告诫后人要洁身自好,遵守法律,才能拥有幸福快乐的人生。
Bir zamanlar, eski Çin'de, zengin bir tüccar rüşvet ve yolsuzluk nedeniyle hapsedildi. Bir zamanlar büyük bir güce sahipti, lüks içinde yaşadı ve zenginliğin ve lüksün tadını çıkardı, ancak açgözlülüğünün sonuçlarının farkında değildi. Soğuk hapishane hücresinde, geçmiş suçlarını düşündü ve derin bir pişmanlık duydu. Bir zamanlar halkı ezmiş ve zorla servet toplamıştı, ancak şimdi hayatının geri kalanını hapiste geçirebilir, sonuçlarıyla yüzleşebilirdi. Bu hikaye, insanları iyi işler yapmaya, başkalarının pahasına zevk aramaktan kaçınmaya ve kanunu çiğnemeye teşvik eder; aksi takdirde, yıkılmış bir üne ve sefalet dolu bir hayata sahip olurlar.
Usage
用于形容罪犯被捕入狱。
Bir suçlunun tutuklanması ve hapse atılmasını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
贪官污吏最终锒铛入狱。
tānguān wūlì zuìzhōng lángdāng rùyù
Yolsuz memurlar sonunda hapse düşer.
-
他因经济犯罪锒铛入狱。
tā yīn jīngjì fànzuì lángdāng rùyù
Ekonomik suçlardan dolayı hapse atıldı.