首屈一指 en iyi
Explanation
指居于第一位,最好的。
Birinci yeri, en iyisini ifade eder.
Origin Story
话说唐朝时期,长安城里有一位名叫李白的诗人,他的诗才横溢,在当时文坛上可谓是首屈一指。许多达官贵人都慕名前来求诗,李白也因此声名鹊起。一天,唐玄宗皇帝听闻李白的才华,便召他进宫作诗。李白来到宫中,玄宗皇帝命他即兴创作一首七言绝句。李白略一沉吟,便提笔写下了一首气势磅礴,意境深远的绝句。玄宗皇帝读后龙颜大悦,赞不绝口,并赐予他许多珍宝。从此,李白在诗坛上的地位更加稳固,他的诗作也成为了后世无数人学习和效仿的典范。李白不仅在诗歌创作上首屈一指,他在书法绘画上也颇有造诣,可谓是多才多艺的全才。他的故事流传至今,成为了中国文化史上的一个传奇。
Rivayete göre Tang Hanedanlığı döneminde, Çangan şehrinde Li Bai adında bir şair yaşıyordu ve şiir yeteneği o dönemin edebiyat dünyasında benzersizdi. Birçok yüksek rütbeli yetkili onun şiirlerini almak için onun yanına gelirdi ve Li Bai bu sayede ünlü oldu. Bir gün, Tang Hanedanlığı'nın İmparator Xuanzong'u Li Bai'nin yeteneğini duydu ve onu saraya şiir yazmaya çağırdı. Li Bai saraya geldi ve İmparator Xuanzong ondan yedi kelimelik bir dörtlük yazmasını istedi. Li Bai biraz düşündü, sonra kalemi aldı ve görkemli ve derin anlam taşıyan bir dörtlük yazdı. İmparator Xuanzong bunu okuduktan sonra çok sevindi ve övdü, ona birçok hazine verdi. O zamandan beri, Li Bai'nin edebiyat dünyasındaki konumu daha da güçlendi ve şiirleri gelecek nesiller için bir örnek oldu. Li Bai sadece şiir yazmada değil, aynı zamanda hat sanatı ve resimde de çok yetenekliydi. O çok yetenekli bir insandı. Hikayesi bugün bile anlatılıyor ve Çin kültür tarihinin bir efsanesi haline geldi.
Usage
用于形容在某一方面处于领先地位,最好的。
Belirli bir alanda lider ve en iyi olan bir şeyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
这家饭店的菜品质量,在全市首屈一指。
zhè jiā fàndiàn de càipǐn zhìliàng, zài quán shì shǒu qū yī zhǐ
Bu restoranın yemeklerinin kalitesi, tüm şehirde eşsizdir.
-
他的书法造诣,在当地首屈一指。
tā de shūfǎ zàoyì, zài dāngdì shǒu qū yī zhǐ
Onun hat sanatı, yerel alanda rakipsizdir