一如曩昔 tıpkı eskiden olduğu gibi
Explanation
曩昔指从前,一如曩昔就是和从前一模一样。形容情况没有变化,依然如故。
Nangxi, önce anlamına gelir; yi ru nang xi, tıpkı önceki gibi anlamına gelir. Değişmeyen, aynı kalan bir durumu tanımlar.
Origin Story
老张是一位经验丰富的木匠,几十年来一直专注于制作传统木制家具。他技艺精湛,作品精致,深受顾客喜爱。如今,虽然许多新型家具材料层出不穷,老张却依然坚持使用传统木材和技法,他的工作间里依然堆满了刨花和木屑,散发着木头的清香,一如他年轻时那样专注投入,一如曩昔。他的许多老客户也依然会来他这里订购家具,对他精湛的技艺赞不绝口。老张说,传统工艺是需要时间的沉淀和积累的,时代在变,但对品质的追求不能变。他会继续坚持下去,用双手传承这份古老技艺。他从不追求所谓的时尚元素,却在每一件作品中,都倾注了时间和心血,如同他年轻时一样, 一如曩昔。
Yaşlı Zhang, on yıllarca geleneksel ahşap mobilya yapımına kendini adamış deneyimli bir marangozdu. Zanaatı mükemmeldi, eserleri zarifti ve müşteriler tarafından çok seviliyordu. Günümüzde, birçok yeni mobilya malzemesi ortaya çıksa da, Yaşlı Zhang hala geleneksel ahşap ve teknikleri kullanmakta ısrar ediyor. Atölyesi hala talaş ve talaşla dolu, ahşabın kokusunu yayıyor, gençken olduğu gibi odaklanmış ve özverili, tıpkı eskiden olduğu gibi. Birçok eski müşterisi hala ondan mobilya sipariş etmek için geliyor ve mükemmel işçiliğini övüyor. Yaşlı Zhang, geleneksel el sanatlarının birikme ve olgunlaşma için zamana ihtiyaç duyduğunu söyledi. Zamanlar değişiyor, ancak kalite arayışı değişmemeli. Buna devam edecek ve bu eski zanaatı iletmek için ellerini kullanacak. Sözde moda unsurların peşinden asla koşmadı, ancak gençliğinde olduğu gibi, tıpkı eskiden olduğu gibi, her esere zaman ve emek harcadı.
Usage
用于描写事物或状态保持不变,和过去一样。
Geçmişte olduğu gibi değişmeyen şeyleri veya durumları tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他依然故我,一如曩昔。
ta yiran guwo, yiru nangxi
O hala değişmeden kaldı, tıpkı eskiden olduğu gibi.
-
他依旧保持着童年的习惯,一如曩昔
ta jiuyu baochizhe tongnian de xiguan, yiru nangxi
Çocukluk alışkanlıklarını hala koruyor, tıpkı eskiden olduğu gibi