一如既往 Her zaman olduğu gibi
Explanation
一如既往是一个汉语成语,意思是指完全像从前一样,没有改变。用来形容一个人或事物的态度、做法或状态保持不变,始终如一。这个词语通常用来表达赞扬或肯定,表示对某人或某事持之以恒的敬佩或支持。
“Her zaman olduğu gibi” Çince bir deyim olup, tamamen önceki gibi, değişmemiş anlamına gelir. Bir kişinin veya bir şeyin değişmeyen tutumunu, yaklaşımını veya durumunu, yani sabit ve değişmeyen bir şekilde ifade etmek için kullanılır. Bu sözcük genellikle övgü veya onay ifade etmek için kullanılır, kişi veya şeye yönelik kalıcı ve değişmeyen hayranlık veya desteği gösterir.
Origin Story
从前,在一个山清水秀的村庄里,住着一位名叫王小二的年轻小伙。王小二天生勤劳善良,他每天都会早早起床,去田地里干活。村民们都夸赞王小二是一个勤劳的好孩子。有一天,村里来了一个算命先生,他一眼就看出了王小二的命格不同凡响。算命先生告诉王小二,他将来会成为一名大官,光宗耀祖。王小二听了之后,高兴得手舞足蹈。从此以后,王小二更加勤奋地学习,刻苦地练武。他希望自己能够早日实现自己的梦想。几年过去了,王小二终于考上了功名,当上了县令。他一如既往地勤政爱民,为百姓做了很多好事。村民们都非常感激他,把他当成了自己的亲人。王小二也因为自己的勤奋努力,得到了大家的尊重和爱戴。
Bir zamanlar, berrak suyu ve yeşil dağlarıyla bilinen bir köyde Wang Xiao'er adında genç bir adam yaşarmış. Wang Xiao'er doğuştan çalışkan ve iyi kalpliymiş. Her sabah erken kalkar ve tarlada çalışırmış. Köylüler Wang Xiao'er'i çalışkan ve iyi bir çocuk olduğu için övürmüş. Bir gün, köye bir falcı gelmiş. Hemen Wang Xiao'er'in kaderinin sıra dışı olduğunu görmüş. Falcı Wang Xiao'er'e gelecekte yüksek rütbeli bir memur olacağını ve atalarını gururlandıracağını söylemiş. Wang Xiao'er çok sevinmiş ve sevinçten dans etmiş. O günden sonra Wang Xiao'er daha da çalışkan olmuş ve sıkı bir şekilde dövüş sanatları eğitimi almış. Hayalini gerçekleştirmeyi umuyormuş. Birkaç yıl sonra Wang Xiao'er nihayet kamu hizmeti sınavını geçmiş ve ilçe yargıcı olmuş. Halkı sevgiyle yönetmeye devam etmiş ve onlar için birçok iyilik yapmış. Köylüler ona minnettarmış ve onu kendi ailelerinden biriymiş gibi görmüşler. Wang Xiao'er, çalışkanlığı ve özverisi sayesinde herkes tarafından saygı görmüş ve sevilmiş.
Usage
这个成语通常用在以下场景: 1. 形容某人坚持自己的原则或信念,始终如一。例如:"他一直都坚持着自己的梦想,一如既往地努力着。" 2. 形容某人或事物的状态保持不变。例如:"这间店铺的生意一如既往地红火。" 3. 形容某人或事物保持着之前的习惯或做法。例如:"他每天早上都会坚持跑步,一如既往地锻炼身体。"
Bu atasözü genellikle şu senaryolarda kullanılır: 1. Kendi prensiplerine veya inançlarına bağlı kalan ve her zaman tutarlı olan birini tanımlamak için. Örneğin: “O her zaman hayalinin peşinden koşmuştur, her zaman olduğu gibi.” 2. Bir kişinin veya bir şeyin değişmeyen durumunu tanımlamak için. Örneğin: “Bu mağazanın işi hala her zamanki gibi hareketli.” 3. Bir kişinin veya bir şeyin önceki alışkanlıklarını veya uygulamalarını koruduğunu tanımlamak için. Örneğin: “O her sabah koşar ve her zaman olduğu gibi egzersiz yapar.”
Examples
-
她工作认真负责,一如既往地坚持着
tā gōng zuò rèn zhēn fù zé, yī rú jì wǎng de jiān chí zhe
O her zaman işinde çalışkan olmuştur, her zaman olduğu gibi.
-
他学习成绩一直都很优异,这次考试也一如既往地考了第一名
tā xué xí chéng jì yī zhí dōu hěn yōu yì, zhè cì kǎo shì yě yī rú jì wǎng de kǎo le dì yī míng
Sağlığı hala her zamanki gibi iyi.
-
尽管生活发生了很大的变化,他们之间的友谊依然一如既往
jǐn guǎn shēng huó fā shēng le hěn dà de biàn huà, tā men zhī jiān de yǒu qíng yī rán yī rú jì wǎng
Bu mağazanın işi hala her zamanki gibi hareketli.
-
老张的性格一如既往地热情开朗
lǎo zhāng de xìng gé yī rú jì wǎng de rè qíng kāi lǎng
O hala her zamanki gibi arkadaş canlısı.
-
虽然公司面临着巨大的挑战,但我们依然要一如既往地努力工作
suī rán gōng sī miàn lín zhe jù dà de tiáo zhàn, dàn wǒ men yī rán yào yī rú jì wǎng de nǔ lì gōng zuò
Her zaman olduğu gibi çok çalışmalıyız.