大开眼界 gözleri açmak
Explanation
看到或听到超出自己以往所知的事物,感到新鲜、惊奇。
Daha önce bilinenlerin ötesinde yeni ve şaşırtıcı bir şey görmek veya duymak.
Origin Story
小明从小在农村长大,很少有机会接触外面的世界。有一天,他跟着父母去大城市旅游,高耸入云的大楼,川流不息的车流,琳琅满目的商品,让他目不暇接。各种各样新奇的事物,让他大开眼界,感觉以前的生活是多么的狭隘。他开始思考,要努力学习,将来也要为社会做出贡献。回到农村后,他更加积极地学习新知识,并尝试将新知识运用到农业生产中。几年后,他依靠自己的努力成为当地有名的农业专家,他不仅改善了自家农场的收成,也帮助许多村民走上了致富的道路。小明的故事,正像那句成语“大开眼界”一样,充满了希望和无限的可能。
Xiaoming kırsal kesimde büyüdü ve dış dünyayla çok az temas kurdu. Bir gün, ailesiyle büyük bir şehre seyahat etti. Göğe uzanan binalar, durmaksızın akan trafik ve çeşitli mallar onu hayrete düşürdü. Çeşitli yeni ve ilginç şeyler gözlerini açtı ve önceki hayatının ne kadar sınırlı olduğunu fark etti. Çok çalışmaya ve gelecekte topluma katkıda bulunmaya karar verdi. Köye döndükten sonra, yeni bilgi öğrenmeye daha da hevesli oldu ve bu yeni bilgileri tarımsal üretime uygulamaya çalıştı. Birkaç yıl sonra, çabalarıyla bölgenin tanınmış bir tarım uzmanı oldu, sadece kendi çiftliğinin verimini artırmakla kalmadı, aynı zamanda birçok köylünün zenginleşmesine de yardımcı oldu. Xiaoming'in hikayesi, "Da Kai Yan Jie" deyimi gibi, umut ve sınırsız olasılıklarla dolu.
Usage
用于形容看到或听到新奇的事物而感到惊奇,见识增长。
Yeni ve şaşırtıcı bir şey gördüğünde veya duyduğunda şaşkınlık ve bilgi artışını tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
这次旅行让我大开眼界。
zhè cì lǚxíng ràng wǒ dà kāi yǎn jiè
Bu seyahat gözlerimi açtı.
-
看完这部纪录片,我大开眼界!
kàn wán zhè bù jìlùpiàn, wǒ dà kāi yǎn jiè
Bu belgeseli izledikten sonra çok şaşırdım!