娇生惯养 şımartılmış
Explanation
从小受到过分的溺爱和纵容,养成了娇气任性的性格。
Çocukluktan itibaren aşırı şımartılmış ve her isteği yerine getirilmiş, bu da şımarık ve inatçı bir karaktere yol açmıştır.
Origin Story
从前,有个富商的独生子名叫小宝。小宝从小在父母的溺爱下长大,要什么有什么,从不曾受过任何委屈。他衣来伸手,饭来张口,生活极其舒适。父母对他百依百顺,即使他犯了错,父母也总是轻描淡写地原谅他。久而久之,小宝养成了骄横跋扈的性格,对任何人都颐指气使,看不起任何人。有一次,小宝和一群小伙伴一起去郊外玩耍,由于娇生惯养,他无法适应野外艰苦的环境,稍有不如意便大发脾气,哭闹不止。小伙伴们都对他敬而远之,纷纷离开了他。小宝一个人孤零零地坐在草地上,委屈地哭了起来。这时,他终于明白,娇生惯养并非幸福,只有经历风雨,才能真正成长。
Bir zamanlar, Xiaobao adında zengin bir tüccarın tek oğlu vardı. Xiaobao, anne babasının şımartmasıyla büyüdü, istediği her şeye sahip oldu ve hiçbir sıkıntı çekmedi. Çok iyi bakıldı, hayatı son derece konforluydu. Anne babası her isteğini yerine getirdi ve hata yapsa bile, anne babası onu her zaman kolayca affetti. Zamanla Xiaobao, kibirli ve zorba bir kişilik geliştirdi, herkese aşağılayıcı bir tavırla davrandı ve herkesi küçümsedi. Bir gün Xiaobao, arkadaş grubu ile şehir dışında oynamaya gitti. Şımartılmış bir çocukluk geçirdiği için zorlu ortama uyum sağlayamadı. En ufak bir rahatsızlıkta sabrını kaybedip ağlayıp sızlandı. Arkadaşları onu terk etti ve yalnız kaldı. Xiaobao, çimenlerin üzerinde yalnız başına oturup üzüntüyle ağladı. O anda sonunda şımartılmanın mutluluk olmadığını, ancak zorluklarla karşılaşarak gerçekten büyümeyi öğrendiğini anladı.
Usage
形容从小受到过分宠爱的孩子,通常指其任性、缺乏生活能力等负面特质。
Bu deyim, çocukluktan beri aşırı şımartılmış çocukları tanımlamak için kullanılır ve genellikle inatçı yapıları, yaşam becerilerinin yetersizliği ve diğer olumsuz özelliklerini ifade eder.
Examples
-
从小娇生惯养,不知人间疾苦。
xiǎo cóng jiāo shēng guàn yǎng, bù zhī rén jiān jí kǔ
Küçüklüğünden beri şımartılmış, hayatın zorluklarını bilmiyor.
-
他被娇生惯养惯坏了,一点儿苦都吃不得。
tā bèi jiāo shēng guàn yǎng guàn huài le, yī diǎn ér kǔ dōu chī bù dé
Şımartılmış, en ufak bir sıkıntıya bile dayanamıyor