左右两难 İki ateş arasında kalmak
Explanation
形容进退维谷,难以抉择的困境。
Birinin iki zor seçeneğe karşı karşıya kaldığı bir durumu tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有一位名叫李白的诗人,他非常喜欢喝酒,一日,他与朋友相约,来到一家酒馆。酒过三巡,李白豪情万丈,提笔写下一首诗,诗中描绘了朋友之间的情谊。写完之后,他发现自己酒醉了,身上已经没有钱了,而朋友却已经离开了。李白非常尴尬,他既不想欠下酒钱,也不想让店家不高兴。这时,酒馆老板走了过来,李白心想:我该怎么办?是向朋友借钱呢?还是向老板解释,请求赊欠呢?这真是左右为难。最后,李白选择向酒馆老板解释了情况,并保证过几天一定回来付钱,酒馆老板被他的才华和诚意打动,答应了李白的请求。李白这才长舒一口气,离开了酒馆。
Bir zamanlar, Tang Hanedanlığı döneminde, içmeyi çok seven Li Bai adında ünlü bir şair vardı. Bir gün, bir arkadaşla birlikte bir meyhaneye gitmek üzere anlaştılar. Birkaç kadeh içkiden sonra, duygularla dolu Li Bai, kalemi alıp kendi ve arkadaşının dostluğunu anlatan bir şiir yazdı. Bitirdiğinde sarhoş olduğunu ve artık parası kalmadığını, arkadaşının da gittiğini fark etti. Li Bai çok mahcup oldu. Ne hancıya borçlanmak ne de onu kızdırmak istiyordu. Tam o anda hancı geldi. Li Bai düşündü: Ne yapmalıyım? Arkadaşımdan mı borç almalıyım? Yoksa hancıya durumu anlatıp kredi mi istemeliyim? Bu gerçekten onun için zor bir karardı. Sonunda Li Bai, hancıya durumu anlattı ve birkaç gün içinde parayı geri ödeyeceğine söz verdi. Hancı yeteneğinden ve dürüstlüğünden etkilendi ve Li Bai'nin isteğini kabul etti. Li Bai sonunda rahat bir nefes aldı ve meyhaneden ayrıldı.
Usage
用于形容进退两难的处境。
Birinin ikilemde olduğu bir durumu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他面临着左右为难的局面。
ta lianlinzhe zuo you wei nan de ju mian.
Zor bir durumdaydı.
-
这个决定让他左右两难。
zhege jueding rang ta zuo you liang nan
Bu karar onu ikilemde bıraktı