左右为难 ikilemde
Explanation
形容处境困难,进退两难。无论怎么做都有难处。
İki kötülük arasında seçim yapmak zorunda kalınan zor bir durumu tanımlar. Ne yapılırsa yapılsın, zorluklar vardır.
Origin Story
从前,有个年轻人名叫小明,他同时得到了两份工作邀请,一份是心仪已久的科技公司,另一份是待遇优渥的金融机构。科技公司的工作充满挑战,需要付出大量时间和精力,但能让他施展才华,实现职业梦想;金融机构则轻松许多,工作稳定,收入丰厚,能让他过上舒适的生活。小明左右为难,他渴望追求梦想,但也需要考虑现实的经济压力。他辗转反侧,思考良久,最终还是选择了科技公司,他觉得人生在世,要追求自己的理想,即使道路坎坷,也要奋勇前行。
Bir zamanlar, aynı anda iki iş teklifi alan Xiaoming adında genç bir adam vardı. Biri, uzun zamandır hayran olduğu bir teknoloji şirketinden, diğeri ise iyi maaşlı bir finans kuruluşundan gelmişti. Teknoloji şirketindeki iş zorluydu, çok zaman ve çaba gerektiriyordu, ancak yeteneğini sergilemesine ve kariyer hedeflerini takip etmesine olanak tanıyordu. Finans kuruluşundaki iş daha kolaydı, istikrarlıydı ve iyi maaşlıydı, ona rahat bir yaşam sağlıyordu. Xiaoming iki seçenek arasında kalmıştı. Hayallerinin peşinden koşmak istiyordu ama pratik mali yükümlülükleri de düşünmesi gerekiyordu. Uzun süre düşündükten sonra, sonunda zor olsa bile bir insanın ideallerinin peşinden koşması gerektiğine inanarak teknoloji şirketini seçti.
Usage
主要用于形容进退维谷的处境,难以抉择。
Esas olarak bir kişinin ikilemde kaldığı ve seçim yapmakta zorlandığı bir durumu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他面临着两难的选择,真是左右为难。
tā miàn lín zhe liǎng nán de xuǎnzé, zhēnshi zuǒ yòu wéi nán。
Gerçekten ikilemde kaldı, zor bir seçimle karşı karşıya kaldı.
-
公司想降低成本,又想保持高品质,左右为难。
gōngsī xiǎng jiàngdī chéngběn, yòu xiǎng bǎochí gāo pǐnzhì, zuǒ yòu wéi nán。
Şirket maliyetleri düşürmek istiyor ancak yüksek kaliteyi korumak istiyor; zor bir durumdalar