悠闲自在 rahat ve kaygısız
Explanation
形容闲暇舒适,无忧无虑的状态。
Boş zamanın, rahatlığın ve kaygısızlığın durumunu tanımlar.
Origin Story
从前,有个叫阿福的渔夫,他住在海边一个小村庄里。每天清晨,阿福都会划着小船出海捕鱼。他不追求暴富,只求生活安稳,日子过得悠闲自在。他喜欢在海风轻拂下,静静地欣赏大海的波澜壮阔,聆听海鸥的鸣叫。傍晚,他满载而归,渔获虽不多,却足够一家温饱。晚上,他会和妻子孩子一起,围坐在火炉旁,分享一天的见闻,其乐融融。阿福的生活并不富有,但他心里充满阳光,他珍惜这份悠闲自在的生活,因为他明白,真正的幸福不在于拥有多少财富,而在于内心的平静与满足。
Eskiden, deniz kıyısındaki küçük bir köyde yaşayan A Fu adında bir balıkçı vardı. Her sabah, A Fu teknesiyle denize balık tutmaya giderdi. Büyük servet peşinde koşmaz, sadece istikrarlı, rahat ve kaygısız bir hayat isterdi. Yumuşak deniz melteminin altında denizin enginliğini seyretmek ve martıların çığlıklarını dinlemekten hoşlanırdı. Akşamları, avıyla eve dönerdi; avı bol olmasa da, ailesinin geçimini sağlamaya yeterdi. Akşamları, karısı ve çocuklarıyla şöminenin etrafında oturur, günün olaylarını paylaşır, uyumlu bir hayat sürerlerdi. A Fu'nun hayatı zengin değildi, ama kalbi güneş ışığıyla doluydu. Bu rahat ve kaygısız hayatı çok kıymetli buluyordu çünkü gerçek mutluluğun ne kadar zenginliğe sahip olduğunda değil, iç huzurunda ve tatmininde olduğunu anlıyordu.
Usage
用于形容人生活状态悠闲舒适,心情轻松愉快。
Bir kişinin rahat ve huzurlu yaşam tarzını ve mutlu ruh halini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他过着悠闲自在的生活。
tā guòzhe yōuxián zìzài de shēnghuó
Rahat ve kaygısız bir hayat yaşıyor.
-
退休后,他每天都过得悠闲自在。
tuìxiū hòu, tā měitiān dōu guò de yōuxián zìzài
Emekli olduktan sonra her gününü rahat ve kaygısız geçiriyor.
-
乡村生活悠闲自在,令人向往。
xiāngcūn shēnghuó yōuxián zìzài, lìng rén xiàngwǎng
Kırsal yaşam rahat ve kaygısız, kıskanılacak bir durum.