惹是生非 sorun çıkarmak
Explanation
惹:引起;是:是非;非:事端。招惹是非,引起争端。
Çıkarmak; doğru veya yanlış; anlaşmazlık. Anlaşmazlığı kışkırtmak, bir tartışmaya yol açmak.
Origin Story
从前,在一个小山村里,住着一位名叫阿福的年轻人。阿福为人善良,但天生好动,喜欢热闹,常常因为一些鸡毛蒜皮的小事与村里的人发生争执。有一次,村里的老人们在村口的大树下聊天,阿福觉得他们聊天的内容太无聊,便故意大声喧哗,故意打断他们的谈话,还说了一些风凉话,结果引起老人们的不满,双方发生了激烈的争吵。这件事过后,村里人对阿福的印象更加不好,觉得他是一个惹是生非的人。阿福也意识到了自己的错误,他开始反思自己的行为,并决定以后要改掉这个坏毛病。他开始学习控制自己的情绪,不再随便与人发生冲突,尽量与人为善,和睦相处。经过一段时间的努力,阿福终于改掉了惹是生非的坏习惯,也赢得了村里人的尊重和喜爱。
Bir zamanlar, küçük bir dağ köyünde, A Fu adında genç bir adam yaşıyordu. A Fu iyi kalpliydi, ama doğal olarak hareketliydi ve kalabalığı severdi. Sık sık önemsiz şeyler yüzünden köylülerle tartışıyordu. Bir gün, köyün ileri gelenleri köy girişindeki büyük bir ağacın altında sohbet ediyorlardı. A Fu onların sohbetinin çok sıkıcı olduğunu düşündü, bu yüzden kasıtlı olarak bağırarak sohbetlerini böldü ve hatta bazı alaycı sözler söyledi. Bu, ileri gelenleri kızdırdı ve aralarında kızgın bir tartışma çıktı. Bu olaydan sonra, köylüler A Fu hakkında daha da kötü bir izlenime sahip oldular ve onu sorun çıkaran biri olarak gördüler. A Fu da hatalarının farkına vardı, davranışlarını yeniden düşündü ve kötü alışkanlıklarını değiştirmeye karar verdi. Duygularını kontrol etmeyi öğrendi, artık başkalarıyla kolay kolay tartışmıyordu ve başkalarıyla iyi geçinmeye ve barış içinde yaşamaya çalışıyordu. Bir süre çaba gösterdikten sonra, A Fu sonunda sorun çıkarma kötü alışkanlığından kurtuldu ve köylülerin saygı ve sevgisini kazandı.
Usage
作谓语、定语、宾语;指引起争端
Yüklem, sıfat veya nesne olarak kullanılır; anlaşmazlığa neden olmayı ifade eder.
Examples
-
他总是惹是生非,让人讨厌。
tā zǒngshì rě shì shēng fēi, ràng rén tǎoyàn。
Her zaman sorun çıkarır ve sevilmez.
-
不要惹是生非,安安静静地过日子。
bùyào rě shì shēng fēi, ānānjìngdì guò rìzi。
Sorun çıkarma, sakin bir hayat yaşa.
-
在工作中,我们应该避免惹是生非,维护和谐的团队氛围。
zài gōngzuò zhōng, wǒmen yīnggāi bìmiǎn rě shì shēng fēi, wéihù héxié de tuánduì fēn wéi。
İş yerinde, sorun çıkarmaktan kaçınmalı ve uyumlu bir ekip ortamı sağlamalıyız.