断断续续 aralıklı
Explanation
指事物时断时续地延续下去。
Aralıklarla, kesintilerle devam eden şeylere işaret eder.
Origin Story
小明参加了学校的绘画比赛,他构思了一幅壮丽的山水画。他兴致勃勃地开始了创作,先用浓墨勾勒出山峰的轮廓,再用淡墨渲染出云雾缭绕的意境。可是,由于时间紧迫,他的创作过程断断续续,一会儿伏案作画,一会儿又停下来思考构图。有时候,灵感涌现,他挥笔如飞;有时候,却怎么也找不到感觉,只能无奈地放下画笔。最终,他完成了作品,虽然画面不够完美,但是也表达了他对大自然的热爱。
Xiaoming okul resim yarışmasına katıldı ve görkemli bir manzara resmi tasarladı. Çalışmaya büyük bir coşkuyla başladı, önce koyu mürekkeple dağların ana hatlarını çizdi, sonra açık mürekkeple sisli manzarayı boyadı. Ancak, zaman kısıtlamaları nedeniyle, yaratım süreci aralıklıydı, bazen masasında çalışıyor bazen de kompozisyon hakkında düşünmek için duruyordu. Bazen ilham geliyordu ve hızlıca boyuyordu; bazen de hissediyordu ve fırçasını çaresizce bırakıyordu. Sonunda, çalışmasını tamamladı, resim mükemmel olmasa da doğaya olan sevgisini de ifade etmişti.
Usage
用于形容事物时断时续地延续下去。
Aralıklarla, kesintilerle devam eden şeyleri tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他断断续续地讲了一个故事。
ta duanduanduxudu de jiangle yige gushi.
Aralıklı olarak bir hikaye anlattı.
-
这台机器断断续续地工作着。
zhe tai jiqi duanduanduxudu de gongzuozhe
Makine aralıklı olarak çalışıyordu