旷古未有 benzeri görülmemiş
Explanation
形容极其罕见,从未有过。
Son derece nadir ve benzeri görülmemiş bir şeyi tanımlamak için.
Origin Story
话说唐朝时期,有一位名叫李白的诗仙,他从小就才华横溢,文思泉涌。长大后,他游历各地,创作了许多脍炙人口的诗篇,名动天下。一日,李白乘船游览长江,途经三峡,只见两岸奇峰耸立,云雾缭绕,景色壮观。李白不禁诗兴大发,提笔写下了一首气势磅礴的诗篇,名为《望庐山瀑布》。这首诗词气势磅礴,想象丰富,充满了浪漫主义的色彩,堪称千古绝唱,被后人誉为“诗仙”李白的巅峰之作。一时之间,这首诗传遍大江南北,无人不知,无人不晓,人们纷纷赞叹李白的才华,称其为旷古未有的诗坛奇才。一时间,李白的名气更是达到了顶峰,成为当时最受欢迎的诗人。然而,李白并未因此而骄傲自满,他始终保持着谦逊的态度,继续创作,为后世留下了许多宝贵的文化遗产。
Rivayete göre, Tang Hanedanlığı döneminde olağanüstü yeteneğiyle tanınan Li Bai adında bir şair yaşamış. Küçük yaştan itibaren şiirde olağanüstü beceriler sergilemişti. Büyüdükçe Li Bai, Çin'in dört bir yanını dolaşarak sayısız ünlü şiir yazdı ve adı tüm ülkede biliniyordu. Bir gün, güçlü Yangtze Nehri'nde yelken açarken Üç Boğaz'dan geçti. Sisle kaplı etkileyici dağ yamaçları ona büyük ilham verdi. Şahit olduğu güzellik, yaratıcı ruhunu ateşledi ve yazmaya başladı. Yazdığı şiir, "Lushan Şelalesi'ne Bakmak", görkemli ölçeği, zengin imgeleri ve romantik ruhuyla zamansız bir başyapıt haline geldi ve benzersiz bir şair olarak ününü sağlamlaştırdı. Bu şiir geniş çapta yayıldı, Li Bai'ye benzeri görülmemiş yetenekleri için eşi benzeri görülmemiş övgüler kazandırdı ve insanlar onu eşi benzeri görülmemiş bir şiir dehası olarak selamladı. Şöhreti zirveye ulaştı ve onu döneminin en çok aranan şairlerinden biri yaptı. Anıtsal başarısına rağmen mütevazı kaldı, şiir yazmaya devam etti ve Çin'in kültürel mirasını gelecek nesiller için zenginleştirdi.
Usage
用于形容事物极其罕见,前所未有。
Son derece nadir ve benzeri görülmemiş bir şeyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
这次的成功,真是旷古未有!
zhè cì de chénggōng, zhēn shì kuàng gǔ wèi yǒu!
Bu başarı emsalsiz!
-
这项技术,在世界上是旷古未有的。
zhè xiàng jìshù, zài shìjiè shàng shì kuàng gǔ wèi yǒu de
Bu teknoloji dünyada emsalsizdir.