有板有眼 yǒu bǎn yǒu yǎn ritmik ve kesin

Explanation

形容说话、做事有条理,有节奏,很规范。

Bu ifade, düzenli, ritmik ve kesin konuşmaları veya eylemleri tanımlar.

Origin Story

话说在一个古老的村庄里,住着一位德高望重的老师傅,他精通各种乐器,尤其擅长琵琶。每当他演奏琵琶时,那声音清脆悦耳,节奏明快,令人陶醉。村里的孩子们都喜欢围在他身边,聆听他那有板有眼的演奏。一天,一位年轻的琵琶演奏家来到村庄,他的演奏技巧虽然高超,但却缺乏节奏感,演奏杂乱无章。孩子们听了一会儿便失去了兴趣,纷纷离开了。老师傅见状,便走上前去,向年轻演奏家指点演奏技巧,并强调节奏的重要性。年轻演奏家虚心接受了老师傅的指点,认真练习,最终掌握了有板有眼的演奏技巧,赢得了人们的赞赏。

huà shuō zài yīgè gǔlǎo de cūn zhuāng lǐ, zhù zhe yī wèi dé gāo wàng zhòng de lǎo shīfu, tā jīngtōng gè zhǒng yuèqì, yóuqí shàn cháng pípá. měi dāng tā yǎnzòu pípá shí, nà shēngyīn qīngcuì yuè'ěr, jiézòu míngkuài, lìng rén táozuì. cūn lǐ de háizi men dōu xǐhuan wéi zài tā shēnbiān, língtīng tā nà yǒu bǎn yǒu yǎn de yǎnzòu.

Eski bir köyde, çeşitli müzik aletlerinde, özellikle de pipada oldukça yetenekli, saygın bir zanaatkar yaşarmış. Pipada çaldığında ses, berrak ve hoş olur, ritmi hızlı ve büyüleyici olurmuş. Köydeki çocuklar, ritmik çalmasını dinlemek için etrafına toplanmayı severlermiş. Bir gün, genç bir pipa çalıcı köye gelmiş. Çalma becerileri mükemmel olsa da, ritimden yoksundu ve çalması düzensizdi. Biraz dinledikten sonra, çocuklar ilgiyi kaybetmiş ve ayrılmışlar. Bunu gören zanaatkar, öne geçmiş ve genç çalıcıya çalma teknikleri konusunda rehberlik ederek, ritmin önemini vurgulamış. Genç çalıcı, zanaatkarın rehberliğini alçakgönüllülükle kabul etmiş, sıkı çalışmış ve sonunda ritmik çalma tekniklerinde ustalaşarak insanların takdirini kazanmış.

Usage

用于形容说话、做事有条理,有节奏感,很规范。

yòng yú xíngróng shuōhuà, zuòshì yǒu tiáolǐ, yǒu jiézougǎn, hěn guīfàn.

Düzenli, ritmik ve kesin konuşmaları veya eylemleri tanımlamak için kullanılır.

Examples

  • 他的演讲有板有眼,条理清晰。

    tā de yǎnjiǎng yǒu bǎn yǒu yǎn, tiáolǐ qīngxī.

    Konuşması düzenli ve açıktı.

  • 这篇文章写得有板有眼,很有条理。

    zhè piān wénzhāng xiě de yǒu bǎn yǒu yǎn, hěn yǒu tiáolǐ.

    Bu makale iyi yazılmış ve mantıklı.

  • 他演奏琵琶,有板有眼,非常流畅。

    tā yǎnzòu pípá, yǒu bǎn yǒu yǎn, fēicháng liúcháng

    Pipa çalarken ritmik ve akıcıydı.