歇斯底里 histerik
Explanation
指情绪异常激动,举止失常的状态。通常用于形容人在极度悲伤、愤怒、恐惧等情绪下的失控行为。
Olağan dışı derecede güçlü duygular ve düzensiz davranış durumunu ifade eder. Genellikle aşırı üzüntü, öfke, korku vb. duygular altında bir kişinin kontrolsüz davranışını tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
小雨是个性格内向的孩子,平时很少表达自己的情绪。期末考试成绩下来后,她发现自己数学只考了50分,这让她难以接受。她把自己关在房间里,开始歇斯底里地哭喊,把书本、文具都扔得到处都是。妈妈听到动静,轻轻地推开了门,看到女儿失控的样子,心里非常心疼。她并没有责备小雨,而是耐心地安慰她,告诉她这次考试失利并不能代表什么,以后只要认真学习,一定会有进步的。在妈妈的鼓励下,小雨的情绪慢慢平静下来,她擦干眼泪,重新拾起了书本。
Xiaoyu, duygularını nadiren ifade eden içe dönük bir çocuktu. Final sınav sonuçları açıklandıktan sonra matematikte sadece 50 puan aldığını gördü ve bu durumu kabullenmekte zorlandı. Odasına kapanıp histerik bir şekilde ağlamaya başladı, kitaplarını ve kırtasiye malzemelerini her yere fırlatıyordu. Annesi sesi duyunca kapıyı yavaşça açtı ve kızının kontrolünü kaybettiğini görünce çok üzüldü. Xiaoyu'yu azarlamamakla birlikte sabırla onu teselli etti, bu sınavdaki başarısızlığın bir şey ifade etmediğini ve ileride çalışkan olursa mutlaka başarılı olacağını söyledi. Annesinin cesaretlendirmesiyle Xiaoyu'nun duyguları yavaş yavaş sakinleşti. Gözyaşlarını sildi ve kitaplarını tekrar eline aldı.
Usage
常用作宾语、定语、状语,多用于口语中。
Genellikle nesne, sıfat ve zarf olarak kullanılır, çoğunlukla konuşma dilinde.
Examples
-
她因为考试失利而歇斯底里地哭喊。
tā yīn wèi kǎo shì shī lì ér xiē sī dǐ lǐ de kū hǎn
Sınavda başarısız olduğu için histerik bir şekilde ağladı.
-
他歇斯底里地指责别人,完全失去了理智。
tā xiē sī dǐ lǐ de zhǐzé bié rén, wán quán shī qù le lí zhì
Histerik bir şekilde başkalarını suçladı ve tamamen aklını kaybetti.
-
受到巨大打击后,他一度歇斯底里。
shòu dào jù dà dǎ jī hòu, tā yī dù xiē sī dǐ lǐ
Büyük bir şoktan sonra bir süre histerik oldu.