步履蹒跚 sendeleyerek yürümek
Explanation
形容走路腿脚不方便,歪歪倒倒的样子。
Sarsıntılı ve zorlukla yürüyen birini tanımlar.
Origin Story
一位年迈的渔夫,在海边度过了大半辈子,风吹日晒,他的腿脚早已不灵便。每天清晨,他都会拄着拐杖,步履蹒跚地走向海边,去看看那熟悉的海浪。他年轻时,曾是村里最棒的捕鱼能手,海风曾让他意气风发,如今,他只能蹒跚地走着,回忆着过去的辉煌。然而,他依然热爱着大海,热爱着这片养育了他的土地。即使步履蹒跚,他的眼神中仍闪烁着对大海的热爱与不舍。他用他那布满皱纹的手,轻轻抚摸着海边的岩石,仿佛在和大海诉说着他一生的故事。夕阳西下,他步履蹒跚地走回渔村,身影在余晖中显得格外孤独,却又无比坚定。他的一生,如同他步履蹒跚的脚步,经历了风风雨雨,却从未放弃对大海的热爱。
Deniz kıyısında ömrünün büyük bir kısmını geçiren yaşlı bir balıkçı, güneş ve rüzgardan dolayı bacakları uzun zamandır güçsüzleşmişti. Her sabah, bastonuyla sendeleye sendeleye denize doğru yürüyordu, tanıdık dalgalara bakmak için. Gençliğinde köyün en iyi balıkçısıydı ve deniz esintisi bir zamanlar onu enerjiyle doldurmuştu. Şimdi, sadece sendeleyerek yürüyebilir, geçmişin ihtişamını hatırlayabilirdi. Ancak, hala denizi seviyordu, onu büyüten bu toprağı seviyordu. Adımları sendelemeli olsa bile, gözlerinde denize olan sevgi ve isteksizlik hala parıldıyordu. Kırışmış elleriyle deniz kıyısındaki kayaları nazikçe okşuyordu, sanki denize hayatının hikayesini anlatıyormuş gibi. Güneş batarken, sendeleye sendeleye balıkçı köyüne geri döndü, figürü alacakaranlıktaki ışıkta son derece yalnız, ama inanılmaz derecede kararlı görünüyordu. Yaşamı, sendelemeli adımları gibi, iniş çıkışlarla doluydu, ama denize olan sevgisinden asla vazgeçmedi.
Usage
作谓语、定语;形容走路缓慢吃力。
Yüklem veya sıfat olarak kullanılır; yavaş ve zorlu yürüyüşü tanımlar.
Examples
-
他步履蹒跚地走着。
tā bù lǚ pánshān de zǒuzhe
Sendeleyerek yürüdü.
-
老人步履蹒跚地走向远方。
lǎorén bù lǚ pánshān de zǒuxiàng yuǎnfāng
Yaşlı adam sendeleyerek uzaklaştı