泰然处之 Sakin bir şekilde karşılamak
Explanation
泰然处之指态度平静、从容不迫地对待事情。形容人遇到事情时能保持冷静和镇定,不慌不乱。
sakin ve sükunetle olaylara yaklaşmak anlamına gelir. Bir kişinin zor veya stresli durumlarla karşılaştığında gösterdiği sakin tepkiyi tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的诗人,在长安城中游历。一日,他路过一家酒肆,正巧遇上了一群地痞流氓在闹事,他们打砸酒肆,喧闹不已,场面十分混乱。周围的人们纷纷躲避,吓得脸色苍白,个个惊慌失措。而李白却泰然处之,他站在一旁,神情自若地观望着这一切,似乎这一切都与他无关。酒肆老板见状,吓得瑟瑟发抖,连忙上前求助,可李白只是微微一笑,说道:"不必惊慌,且看我如何处置。"说罢,他从容地走到闹事者面前,吟诵了一首诗,诗中充满了劝诫和道理,那些闹事者听后,渐渐平息了怒火,最后羞愧地离开了酒肆。酒肆恢复了平静,而李白则继续他平静的游历。
Bir zamanlar, Tang Hanedanlığı döneminde, Li Bai adında ünlü bir şair Chang'an şehrinde dolaşıyordu. Bir gün, bir meyhanenin yakınından geçerken, orada bir grup kabadayının karışıklık çıkardığını gördü. Eşyaları kırıyor ve kaosa neden oluyorlardı. Çevredeki insanlar korkudan kaçtılar, yüzleri soluktu. Ama Li Bai sakin ve huzurlu kaldı. Kenarda durdu, her şeyi sakin bir şekilde izliyordu, sanki sıradan bir olaymış gibi. Meyhane sahibi korkudan titriyordu ve yardım için ona koştu. Li Bai sadece hafifçe gülümsedi ve dedi ki: "Korkmana gerek yok. Ben halledeceğim." Sonra, sakin bir şekilde kabadayılara yaklaştı ve bilgelik ve mantık dolu bir şiir okudu. Kabadayılar sakinleşti ve utancından uzaklaştılar.
Usage
形容人遇到事情时能保持冷静和镇定,不慌不乱。常用于描述人在困境或压力下的心态和行为。
Bir kişinin zor durumlarda veya baskı altındayken gösterdiği sakinlik ve metanetini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
面对突如其来的困难,他泰然处之,丝毫没有慌乱。
miàn duì tū rú qí lái de kùnnán, tā tài rán chǔ zhī, sī háo méi yǒu huāng luàn
Beklenmedik zorluklarla karşılaştığında sakin kaldı ve hiç paniklemedi.
-
听到这个坏消息,她竟然泰然处之,令人难以置信。
tīng dào zhège huài xiāoxi, tā jìng rán tài rán chǔ zhī, lìng rén nán yǐ zhì xìn
Bu kötü haberi duyunca şaşırtıcı bir şekilde sakin kaldı.
-
面对人生的挑战,我们要学会泰然处之,保持积极乐观的心态。
miàn duì rén shēng de tiǎozhàn, wǒmen yào xué huì tài rán chǔ zhī, bǎochí jījí lè guān de xīnqíng
Hayatın zorluklarıyla karşı karşıya kaldığımızda sakin kalmayı ve olumlu, iyimser bir tutum sergilemeyi öğrenmeliyiz.