牢骚满腹 şikayet dolu
Explanation
形容心中有很多怨言、不满。
kalbinde birçok şikayet ve memnuniyetsizliğin olduğunu anlatır.
Origin Story
老张在一家小公司工作,兢兢业业多年,却始终没有得到升职加薪的机会。看着那些能力不如自己,却因为会拍马屁而升职加薪的同事,老张心里充满了委屈和不满。晚上回到家,他对着妻子诉说着工作的种种不公平,妻子劝他看开些,但老张却越说越激动,牢骚满腹,一肚子苦水无法倾诉。他感觉自己就像一头被压榨的骆驼,背负着沉重的负担,却看不到希望的曙光。他开始怀疑自己的努力是否值得,是否应该继续留在这样一家公司。他甚至想过辞职,另谋高就,但考虑到家庭的责任,他又不得不继续坚持。他每天都带着沉重的心情去上班,心中充满了牢骚,却只能默默承受着一切。
Lao Zhang küçük bir şirkette çalıştı, yıllarca sıkı çalıştı, ancak hiçbir zaman terfi veya zam almadı. Kendisinden yeteneksiz ancak yalakalık yaparak terfi ve zam alan meslektaşlarını görünce Lao Zhang şikayet ve memnuniyetsizlikle doldu. Akşam eve döndüğünde, iş yerindeki adaletsizliklerden eşine şikayet etti. Eşi ona daha geniş düşünmesini tavsiye etti, ancak Lao Zhang daha da heyecanlandı, şikayetlerle dolu, içini dökemediği bir acı doluydu. Kendini sömürülen bir deve gibi hissetti, ağır bir yük taşıyordu ama hiçbir umut görmüyordu. Çabalarının değip değmeyeceğinden, böyle bir şirkette çalışmaya devam edip etmeyeceğinden şüphe etmeye başladı. Hatta istifa edip daha iyi bir iş bulmayı düşündü, ancak aile sorumluluklarını göz önünde bulundurarak devam etmek zorunda kaldı. Her gün ağır bir yürek taşıyarak işe gitti, şikayetlerle doluydu, ancak her şeye sessizce katlanıyordu.
Usage
作谓语、定语;形容心中有很多怨言、不满。
yüklem veya sıfat olarak; kalpteki birçok şikayet ve memnuniyetsizliği tanımlar.
Examples
-
他牢骚满腹,却不敢对领导说。
tā láosāo mǎnfù, què bù gǎn duì lǐngdǎo shuō.
Şikayet doluydu ama yöneticisine söylemeye cesaret edemedi.
-
工作中遇到不公平待遇,他牢骚满腹。
gōngzuò zhōng yùdào bù gōngpíng dàiyù, tā láosāo mǎnfù
İş yerinde haksızlığa uğradığında şikayet doluydu.