相亲相爱 Xiāng qīn xiāng ài birbirini çok sevmek

Explanation

形容关系密切,感情深厚。通常用于形容夫妻或亲人之间的感情。

Yakın bir ilişkiyi ve derin bir sevgiyi tanımlar. Genellikle çiftler veya aile üyeleri arasındaki duyguları tanımlamak için kullanılır.

Origin Story

从前,在一个小山村里,住着一对相亲相爱的夫妻,丈夫名叫李大河,妻子名叫王秀英。他们从小青梅竹马,两小无猜,感情深厚。婚后,他们勤劳致富,共同经营着一家小农庄。虽然生活清贫,但他们相濡以沫,互相扶持,日子过得甜蜜温馨。一年春天,一场突如其来的冰雹袭击了他们的农庄,庄稼颗粒无收,经济损失惨重。面对突如其来的灾难,夫妻俩并没有气馁,而是互相鼓励,共同面对。他们白天一起到田间地头查看受灾情况,晚上一起商讨应对措施。为了维持生计,他们开始到镇上打零工,晚上回家一起做家务,照顾家中的老人和孩子。他们用辛勤的汗水,换来了生活的希望。渐渐地,他们重新振作起来,日子也一天天好起来。他们的爱情故事,在村里传为佳话。

cóng qián, zài yīgè xiǎoshān cūn lǐ, zhù zhe yī duì xiāng qīn xiāng ài de fūqī, zhàngfu míng jiào lǐ dà hé, qīzi míng jiào wáng xiù yīng。 tāmen cóng xiǎo qīngméi zhǔmǎ, liǎng xiǎo wú cāi, gǎnqíng shēnhòu。 hūnhòu, tāmen qínláo zhìfù, gòngtóng jīngyíng zhe yī jiā xiǎo nóng zhuāng。 suīrán shēnghuó qīngpín, dàn tāmen xiāng rú mò, hùxiāng fūchí, rìzi guò de tiánmì wēnxīn。 yī nián chūntiān, yī chǎng tū rú qí lái de bīng báo xíjī le tāmen de nóng zhuāng, zhuāngjia kēlì wú shōu, jīngjì sǔnshī cǎnchòng。 miàn duì tū rú qí lái de zāinàn, fūqī liǎng bìng méiyǒu qìněi, érshì hùxiāng gǔlì, gòngtóng miàn duì。 tāmen báitiān yīqǐ dào tiánjiān dìtóu chákan shòuzāi qíngkuàng, wǎnshang yīqǐ shāng tǎo yìngduì cuòshī。 wèile wéichí shēngjì, tāmen kāishǐ dào zhèn shang dǎ línggōng, wǎnshang huí jiā yīqǐ zuò jiāwù, zhàogù jiā zhōng de lǎorén hé háizi。 tāmen yòng xīnqín de hàn shuǐ, huàn lái le shēnghuó de xīwàng。 jiànjiàn de, tāmen chóngxīn zhènzhuò qǐlái, rìzi yě yītiāntiān hǎo qǐlái。 tāmen de àiqíng gùshì, zài cūn lǐ chuán wéi jiàhuà。

Bir zamanlar, küçük bir dağ köyünde, birbirini çok seven bir çift yaşıyordu; kocanın adı Li Dahe, karısının adı ise Wang Xiuyin'di. Çocukluktan beri birbirlerini tanıyorlardı ve aralarındaki bağ çok güçlüydü. Evlendikten sonra, zengin olmak için çok çalıştılar ve birlikte küçük bir çiftlik işlettiler. Hayatı mütevazı olsa da birbirlerini desteklediler ve tatlı, sıcak bir hayat sürdüler. Bir bahar günü, ani bir dolu yağışı çiftliklerini vurdu, ürünlerini mahvetti ve büyük ekonomik kayıplara yol açtı. Bu ani felaketle karşılaştıklarında çift, pes etmedi, aksine birbirlerini cesaretlendirerek birlikte bu durumla mücadele etti. Gündüzleri hasarı kontrol etmek için tarlalara giderler, geceleri ise birlikte önlemler almanın yollarını tartışırlardı. Geçimlerini sağlamak için şehirde yarı zamanlı işler yapmaya başladılar ve akşamları eve dönüp birlikte ev işlerini yapar, ailedeki yaşlıları ve çocukları bakarlardı. Çok çalışmaları sayesinde daha iyi bir yaşam umudu kazandılar. Yavaş yavaş toparlandılar ve hayatları gün geçtikçe daha iyi hale geldi. Aşk hikayeleri köyde efsane oldu.

Usage

用于描写夫妻或亲人间亲密和睦的关系。

yòng yú miáoxiě fūqī huò qīn rén jiān qīnmì hé mù de guānxi。

Çiftler veya aile üyeleri arasındaki yakın ve uyumlu ilişkiyi tanımlamak için kullanılır.

Examples

  • 夫妻二人相亲相爱,生活幸福美满。

    fūqī èr rén xiāng qīn xiāng ài, shēnghuó xìngfú měimǎn。

    Çift birbirlerini çok seviyor ve mutlu bir hayat yaşıyor.

  • 他们相亲相爱,共同克服了生活中的许多困难。

    tāmen xiāng qīn xiāng ài, gòngtóng kèfú le shēnghuó zhōng de xǔduō kùnnán。

    Birbirlerini çok severlerdi ve hayatın birçok zorluğunu birlikte aştılar