精神抖擞 enerjik
Explanation
形容精神振奋,充满活力。
Birinin enerjisi ve canlılığını tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的诗人,正值壮年,才思敏捷。一日,他与友人一同游览长安城,欣赏着繁华的街景,听着热闹的叫卖声,内心充满喜悦与豪情。长安城的景象,让李白诗兴大发,他提笔便写下了千古名篇《将进酒》。那一刻,他精神抖擞,笔走龙蛇,仿佛天地间的灵气都汇聚在他的身上。他写完之后,朗读给友人听,豪迈的诗句,感染了在场的每一个人。李白那份对生命的热情和对理想的追求,让他精神抖擞,充满活力。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı sırasında, Li Bai adında bir şair hayatının zirvesindeydi ve keskin bir zekâya sahipti. Bir gün, o ve bir arkadaşı Chang'an şehrine seyahat etti, şehrin hareketli manzaralarının, kalabalık pazarlarının ve canlı atmosferinin tadını çıkardı; kalbi neşe ve gururla doldu. Chang'an, Li Bai'yi yeni bir şiire ilham verdi; fırçasını aldı ve ünlü "Jiangjinjiu" şiirini yazdı. O anda, enerji dolu bir şekilde hızlı ve özlü bir şekilde yazdı ve gökyüzü ve yerin tüm enerjisinin onda birleşmiş gibi görünüyordu. Yazdıktan sonra, bunu arkadaşlarına okudu; dokunaklı dizeler, orada bulunan herkesi etkiledi. Li Bai'nin hayata olan tutkusu ve ideallerine bağlılığı onu enerjik ve istekli kıldı.
Usage
常用于形容人精神饱满、充满活力,也可以用来赞扬人积极向上、充满热情。
Genellikle birinin enerjisi ve canlılığını tanımlamak için kullanılır, ayrıca birinin olumlu tavrını ve coşkusunu övmek için de kullanılabilir.
Examples
-
他今天精神抖擞地参加了比赛。
tā jīntiān jīngshen dǒusǒu de cānjiale bǐsài.
Bugün yarışmaya büyük bir enerjiyle katıldı.
-
经过一夜的休息,他精神抖擞地投入到工作中。
jīngguò yīyè de xiūxi, tā jīngshen dǒusǒu de tóurù dào gōngzuò zhōng.
Bir gece dinlendikten sonra, büyük bir coşkuyla işine koyuldu.
-
看到久违的朋友,他精神抖擞,容光焕发。
kàn dào jiǔwéi de péngyou, tā jīngshen dǒusǒu, róngguāng huànfā
Eski dostlarını görünce, dinç ve ışıl ışıl oldu.