融会贯通 bilgi ve deneyimin bütünleşmesi
Explanation
指对各种知识或道理理解得非常透彻,融为一体。
Çeşitli bilgileri veya prensipleri iyice anlayarak, bunları bir bütün halinde birleştirmek.
Origin Story
话说唐代大书法家颜真卿,年轻时遍访名师,学习各种书法,但他并不机械地模仿,而是深入研究各种书体的特点,并把它们融会贯通,最终形成了自己独特的书法风格,成为一代宗师。他不仅书法造诣高深,而且博学多才,对诗文、绘画、音乐也颇有研究,他将这些艺术融会贯通,使自己的作品更加具有艺术感染力。晚年,颜真卿受命出使北方,面对叛军,他以自己的胆识和智慧,与叛军周旋,最终以身殉国,他的事迹被后人传颂,他的精神激励着一代又一代的人。颜真卿的事迹,正是“融会贯通”的最好诠释。他不仅在艺术上取得了非凡的成就,更在人生的道路上,将各种知识和经验融会贯通,成就了一番事业。这告诉我们,只有在学习和生活中不断地探索,融会贯通,才能有所成就。
Tang Hanedanlığı'nın büyük hat sanatçısı Yan Zhenqing'in gençliğinde birçok üstadı ziyaret edip çeşitli hat sanatlarını öğrendiği söylenir. Ancak, mekanik olarak taklit etmek yerine, farklı yazı stilleri özelliklerini derinlemesine inceledi ve bunları birleştirerek, sonunda kendine özgü hat tarzını oluşturdu ve büyük bir üstat oldu. Uzmanlığı sadece hat sanatıyla sınırlı değildi; şiir, resim ve müzik alanlarında da bilgili çok yönlü bir bilgindi. Bu sanatları eserlerinin sanatsal çekiciliğini artırmak için bütünleştirdi. Yaşamının son yıllarında Yan Zhenqing, isyancı ordularla karşılaştığı kuzeye elçi olarak gönderildi. Cesur ve bilge bir şekilde onlarla pazarlık etti ve sonunda ülkesi için hayatını kaybetti—bu eylem günümüzde hala saygı görmekte ve nesilden nesile aktarılmaktadır. Yan Zhenqing'in yaşamı, 'bilgi ve deneyimin bütünleşmesini' mükemmel bir şekilde somutlaştırıyor. Sadece sanatta olağanüstü başarılar elde etmekle kalmadı, aynı zamanda bilgi ve yaşam deneyimlerini birleştirerek parlak bir kariyer inşa etti. Bu da bize, öğrenim ve yaşamda sürekli araştırma ve bilgi ve deneyim bütünleşmesi yoluyla başarıya ulaşabileceğimizi öğretiyor.
Usage
形容对知识或道理的理解非常透彻。
Bilgi veya prensipler hakkında derin bir anlayışı tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他的讲解深入浅出,使我融会贯通了这门学科的精髓。
tā de jiǎng jiě shēn rù qiǎn chū, shǐ wǒ róng huì guàn tōng le zhè mén xué kē de jīng suǐ.
Açıklaması özlü ve anlaşılırdı, bu da bana bu konunun özünü tam olarak anlamayı sağladı.
-
通过对不同文化的学习,他融会贯通了东西方艺术的精髓。
tōng guò duì bù tóng wénhuà de xué xí, tā róng huì guàn tōng le dōng xī fāng yìshù de jīng suǐ.
Farklı kültürleri inceleyerek, doğu ve batı sanatının özünü kendi özgün tarzında bütünleştirdi.