连绵不断 kesintisiz
Explanation
形容连续不断,从不中断。
Kesintisiz ve ara vermeden devam eden bir şeyi tanımlar.
Origin Story
传说中,昆仑山脉绵延数千里,山峰连绵不断,如同一条巨龙盘踞在大地上。这里居住着各种各样的神兽和精怪,他们世代守护着昆仑山的秘密。山脚下,有一条清澈见底的河流,河水日夜奔流,从不间断,滋养着山脉两旁的土地。有一天,一位名叫阿力的小伙子,为了寻找传说中的神草,独自一人踏上了昆仑山的征程。他翻山越岭,历经千辛万苦,终于来到了昆仑山深处。他发现,这里的山峰连绵不断,高耸入云,仿佛天柱一般。他沿着山间小路,一步一步地向上攀登,途中遇到了许多奇异的景象。他看到了美丽的瀑布,听到了清脆的鸟鸣,还看到了各种各样的花草树木。阿力沿着连绵不断的山路,坚持不懈地向上攀登,最终找到了传说中的神草。他带着神草下山,治好了村里人的疾病,赢得了村民们的赞扬。
Efsaneye göre, Kunlun Dağları binlerce kilometre uzanır, zirveleri kesintisiz ve sonsuzdur, tıpkı yeryüzüne kıvrılmış devasa bir ejderha gibi. Burada nesillerdir Kunlun'un sırlarını koruyan çeşitli mitolojik yaratıklar ve ruhlar yaşar. Dağın eteğinde, suyu gece gündüz hiç durmadan akan, dağ sırasının her iki tarafındaki toprağı besleyen tertemiz bir nehir vardır. Bir gün, efsanevi büyülü otları aramak için Ali adında genç bir adam, Kunlun Dağları'na yalnız başına bir yolculuğa çıkar. Dağlara tırmanır ve vadileri geçer, sayısız zorlukla karşılaşır ve sonunda Kunlun Dağları'nın derinliklerine ulaşır. Burada zirvelerin sonsuz olduğunu, bulutlara kadar yükseldiğini, adeta gök sütunları gibi olduğunu keşfeder. Dağ patikalarını takip eder, adım adım yükselir ve yol boyunca birçok garip manzarayla karşılaşır. Güzel şelaleleri görür, kuşların cıvıltısını duyar ve çeşitli çiçekler, bitkiler ve ağaçlar görür. Ali, sürekli dağ yolunda, azim ve kararlılıkla yükselir ve sonunda efsanevi büyülü otları bulur. Otu alarak dağdan iner, köy halkının hastalıklarını iyileştirir ve övgülerini kazanır.
Usage
用于形容事物连续不断,没有间断。
Kesintisiz ve aralıksız devam eden şeyleri tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
太行山脉连绵不断,气势磅礴。
taixingshanmai lianmian buduan qishi bangbo
Taihang Dağları kesintisiz uzanır, görkemli ve heybetli.
-
他连续工作了三天三夜,精神连绵不断。
ta lianxu gongzuole sandatian san ye jingshen lianmian buduan
Üç gün üç gece aralıksız çalıştı, ruhu yorulmadı