颠倒黑白 doğruyu ve yanlışı çarpıtmak
Explanation
颠倒黑白,指故意歪曲事实,混淆是非,使人难以分辨真假。常用以形容不公正、不诚实或不客观的行为。
Doğruyu ve yanlışı çarpıtmak, kasıtlı olarak gerçekleri çarpıtmayı, doğruyu ve yanlışı birbirine karıştırmayı, insanların doğru ile yanlışı ayırt etmesini zorlaştırmayı ifade eder. Genellikle haksız, dürüst olmayan veya öznel davranışı tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
战国时期,楚国诗人屈原,以其卓越的才华和爱国之心,深受楚怀王的赏识。他积极主张变法图强,联齐抗秦,却被奸臣上官大夫靳尚和令尹子兰嫉妒。这两人为了维护自身利益,便不断向楚怀王进谗言,颠倒黑白,诬陷屈原。他们把屈原的改革主张说成是扰乱朝纲,把屈原的抗秦策略说成是祸国殃民,甚至编造各种莫须有的罪名来陷害他。楚怀王受奸臣蒙蔽,最终将屈原流放,导致他抑郁而终,抱憾而死。屈原的悲惨遭遇,正是那些颠倒黑白、陷害忠良的奸臣们造成的恶果。
Savaşan Devletler Dönemi'nde, Chu eyaletinden bir şair olan Qu Yuan, olağanüstü yeteneği ve vatanseverliği nedeniyle Kral Chu Huai tarafından büyük saygı görüyordu. Ülkeyi güçlendirmek ve Qin'e karşı Qi ile ittifak kurmak için reformları aktif olarak savundu, ancak hain yetkililer Shangguan Daifu Jinshang ve Ling Yin Zilan tarafından kıskanılıyordu. Kendi çıkarlarını korumak için, bu iki adam sürekli olarak Kral Chu Huai'ye Qu Yuan hakkında iftira attılar, gerçekleri çarpıttılar ve onu yanlış suçladılar. Qu Yuan'ın reform önerilerini hükümeti bozmak olarak, Qin karşıtı stratejisini de ülkeye felaket getirmek olarak gösterdiler, hatta ona karşı çeşitli uydurma suçlamalarda bulundular. Hain bakanlar tarafından kandırılan Kral Chu Huai, sonunda Qu Yuan'ı sürgüne gönderdi ve bu da depresyon ve pişmanlık içinde ölümüne yol açtı. Qu Yuan'ın trajik kaderi, gerçeği çarpıtan ve sadık tebaaları tuzağa düşüren bu hain bakanların kötü işlerinin doğrudan bir sonucuydu.
Usage
用于形容歪曲事实、混淆是非的行为。常用于批评或谴责的场合。
Gerçekleri çarpıtma ve doğruyu yanlışı karıştırma eylemini tanımlamak için kullanılır. Genellikle eleştiri veya kınama durumlarında kullanılır.
Examples
-
他颠倒黑白,混淆是非,企图蒙混过关。
tā diāndǎo hēibái, hùnhuāo shìfēi, qǐtú ménghùnguòguān
Gerçekleri çarpıtarak doğruyu ve yanlışı karıştırıyor ve kurtulmaya çalışıyor.
-
这场官司,他颠倒黑白,把责任推到别人身上。
zhè chǎng guānsī, tā diāndǎo hēibái, bǎ zérèn tuī dào biérén shēnshang
Bu davada gerçekleri çarpıtarak sorumluluğu başkalarına atıyor.