吉凶未卜 jíxiōng wèibǔ 吉凶未卜

Explanation

吉凶未卜指无法预测是吉是凶,是好是坏,常用来形容事情结局难以预料。

吉凶未卜, bir şeyin iyi mi kötü mü olacağını tahmin etmenin imkansız olduğu anlamına gelir, genellikle bir olayın tahmin edilemez sonucunu tanımlamak için kullanılır.

Origin Story

话说唐朝时期,有一位年轻的书生名叫李白,怀揣着满腹经纶和对仕途的渴望,前往长安赶考。然而,长安城内党争激烈,朝局动荡不安,李白的前途吉凶未卜。他一路颠簸,历经艰辛,终于抵达长安。然而,他发现自己所面对的并非只是单纯的考试,而是尔虞我诈的政治斗争。考官们并非只关注他的才学,更多的是权衡他的政治立场。李白虽然才华横溢,却始终无法把握朝堂的动向,他的命运如同飘摇不定的孤舟,在波涛汹涌的政治浪潮中摇摆不定。最终,他虽然展现了过人的才华,却因为卷入政治漩涡而未能如愿,命运的安排,依旧吉凶未卜。多年之后,他归隐田园,写下了许多千古传诵的诗篇,他的仕途虽然未能尽如人意,却在文学领域取得了非凡的成就。

huà shuō táng cháo shíqī, yǒu yī wèi nián qīng de shūshēng míng jiào lǐ bái, huáicuí zhe mǎnfù jīnglún hé duì shìtú de kěwàng, qiánwǎng cháng'ān gǎnkǎo. rán'ér, cháng'ān chéng nèi dǎngzhēng jīliè, cháo jú dòngdàng bù'ān, lǐ bái de qiántú jíxiōng wèibǔ. tā yīlù diānbō, lìjīng jiānxīn, zhōngyú dǐdá cháng'ān. rán'ér, tā fāxiàn zìjǐ suǒ miànduì de bìngfēi zhǐ shì dāndún de kǎoshì, ér shì ěr yú zhà de zhèngzhì dòuzhēng. kǎoguān men bìngfēi zhǐ guānzhù tā de cáishué, què gèng duō de shì quánhéng tā de zhèngzhì lìchǎng. lǐ bái suīrán cáihuá héngyì, què shǐzhōng wúfǎ bǎwò cháotáng de dòngxiàng, tā de mìngyùn rútóng piāoyáo bùdìng de gūzhōu, zài bōtāo xōngyǒng de zhèngzhì làngcháo zhōng yáobǎi bùdìng. zuìzhōng, tā suīrán zhǎnxian le guòrén de cáihuá, què yīnwèi juǎnrù zhèngzhì xuánwō ér wèi néng rúyuàn, mìngyùn de ānpái, yījiù jíxiōng wèibǔ. duō nián zhīhòu, tā guīyǐn tiányuán, xiě xià le xǔduō qiānguǐ chuánsòng de shīpiān, tā de shìtú suīrán wèi néng jìnrú rén yì, què zài wénxué lǐngyù qǔdé le fēifán de chéngjiù.

Tang Hanedanlığı döneminde, bilgiyle dolu ve başarılı bir kariyer özlemiyle Chang'an'daki imparatorluk sınavlarına giden Li Bai adında genç bir bilginin yaşadığı söylenir. Ancak Chang'an şehri şiddetli politik mücadelelere karışmış ve saray istikrarsızdı. Li Bai'nin geleceği belirsizdi. Uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Chang'an'a ulaştı. Ancak sadece basit sınavlarla değil, aynı zamanda tehlikeli politik entrikalarla da karşı karşıya olduğunu keşfetti. Sınav görevlileri sadece onun bilgisini değil, aynı zamanda politik duruşunu da tartıyordu. Olağanüstü yeteneğine rağmen Li Bai asla sarayın akıntılarını tam olarak anlayamadı, kaderi, çalkantılı politik gelgitlere savrulan sürüklenen bir tekne gibiydi. Sonunda, olağanüstü yeteneklerini sergilemesine rağmen, içinde bulunduğu politik girdabın nedeni ile hırslarını gerçekleştirememiş, kaderi belirsiz kalmıştır. Yıllar sonra kırsala yerleşti ve yüzyıllardır nesilden nesile aktarılan birçok şiir yazdı. Saraydaki kariyeri tamamen başarılı olmasa da, edebiyat alanında olağanüstü başarılar elde etti.

Usage

常用于形容未来事件结果难以预测的情况,多含有一定的担忧和不确定性。

cháng yòng yú xiāngróng wèilái shìjiàn jiéguǒ nán yú yùcè de qíngkuàng, duō hán yǒu yīdìng de dānyōu hé bù quèdìng xìng.

Genellikle gelecekteki olayların öngörülemeyen sonucunu, genellikle belirli bir endişe ve belirsizlik derecesiyle tanımlamak için kullanılır.

Examples

  • 面对这场危机,公司的未来吉凶未卜。

    miàn duì zhè chǎng wēijī, gōngsī de wèilái jíxiōng wèibǔ.

    Bu kriz karşısında şirketin geleceği belirsiz.

  • 他独自一人前往沙漠探险,生死未卜。

    tā dúzì yīrén qù wǎng shāmò tànxiǎn, shēngsǐ wèibǔ.

    Çölü keşfetmek için tek başına gitti, yaşamı veya ölümü bilinmiyor.