天下为家 Dünya evim
Explanation
原指将君位传给儿子,把国家当作一家所私有,后泛指处处可以成家,不固定居住在一个地方。
Başlangıçta imparatorluk tahtını birinin oğluna bırakmak ve ülkeyi bir ailenin özel mülkü olarak görmek anlamına geliyordu. Daha sonra, genel olarak her yerde ev kurabilme ve sabit bir yerde yaşamama anlamına geldi.
Origin Story
话说唐朝末年,天下大乱,战火纷飞。一位名叫李白的书生,为了躲避战乱,不得不背井离乡,开始了他的流浪生涯。他走遍了大江南北,看尽了人间百态。他曾在长安城中饮酒作诗,也曾在江南水乡泛舟吟唱。他虽然没有固定的住所,但他有一颗乐观的心,他把天下的每一处地方都当作自己的家。他时而住在山野村舍,时而住在朋友家中,有时甚至露宿街头,但他从不抱怨。因为他知道,只要有诗情画意,哪里都是家。李白的足迹遍布天下,他的诗歌也流传千古。他用他的人生经历告诉我们,家并不仅仅是一座房子,而是一种精神寄托。家可以是山河,也可以是故乡,更可以是天下。
Tang Hanedanlığı'nın sonlarında, ülkenin karışıklık içinde olduğu ve savaşların devam ettiği söyleniyor. Li Bai adlı bir bilgin, savaştan kaçmak için evini terk etmek zorunda kaldı ve gezgin bir hayat yaşamaya başladı. Ülke çapında seyahat etti ve insan hayatının iniş çıkışlarını gördü. Çangan şehrinde şarap içti ve şiirler yazdı, Jiangnan'ın su kentlerinde yelken açtı ve şarkılar söyledi. Sabit bir ikameti olmasa da, iyimser bir ruha sahipti ve dünyadaki her yeri evi olarak görüyordu. Bazen kırsal kulübelerde, bazen arkadaşlarının evlerinde ve bazen de açık gökyüzü altında uyuyordu, ancak asla şikayet etmedi. Çünkü şiir ve pitoresk güzelliğin olduğu her yerin ev olduğunu biliyordu. Li Bai'nin ayak izleri tüm ülkeye yayıldı ve şiirleri kültürel miras oldu. Yaşamı boyunca bize evin sadece bir bina değil, aynı zamanda manevi bir sığınak olduğunu öğretti. Ev, dağlar ve nehirler, anavatan veya hatta bütün dünya olabilir.
Usage
常用来形容那些居无定所,四处漂泊的人。
Genellikle sabit bir evi olmayan ve dolaşanları tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他一生漂泊不定,可谓天下为家。
tā yīshēng piāobó bùdìng, kěwèi tiānxià wéijiā
Bütün ömrünü dolaşarak geçirdi, bu yüzden dünyanın onun evi olduğunu söyleyebiliriz.
-
这支队伍常年在外奔波,早已习惯了天下为家。
zhè zhī duìwǔ chángnián zài wài bēnbō, zǎoyǐ xíguàn le tiānxià wéijiā
Bu ekip yıllardır seyahat ediyor ve sabit bir eve sahip olmadan yaşamaya alışmış durumda.