威风凛凛 Görkemli ve heybetli
Explanation
威风凛凛的意思是:威风:威严的气概;凛凛:严肃,可敬畏的样子。形容声势或气派使人敬畏。
“威风凛凛” in anlamı: “威风”: güç ve cesaretin aurası; “凛凛”: ciddi, saygıdeğer. Bir insanın veya nesnenin insanları saygıya sevk eden aurasını ve gücünü tanımlar.
Origin Story
在古代,有一个名叫李广的将军,他英勇善战,战功赫赫,是汉朝著名的军事家。一次,李广率领军队出征,在与匈奴的战斗中,他身先士卒,冲锋陷阵,杀得匈奴人丢盔弃甲,溃不成军。李广威风凛凛,气势如虹,他手中的宝剑仿佛闪耀着光芒,令敌人闻风丧胆。李广的威名传遍了整个战场,士兵们看到他的英勇无畏,士气高涨,都奋勇杀敌。最终,李广带领军队取得了决定性的胜利,匈奴人被彻底打败,李广的威名更加响亮。
Eski zamanlarda, savaşta cesur ve yetenekli olan, birçok askeri başarı elde etmiş Li Guang adında bir general vardı. Han Hanedanlığı'nın ünlü bir askeri stratejistiydi. Bir keresinde Li Guang, ordusunu savaşa götürdü ve Hunlarla savaştı. Savaşta, önden liderlik ederek savaşa atıldı ve Hun askerlerini öldürdü, böylece kasklarını ve zırhlarını bırakarak panik içinde kaçtılar. Li Guang, etkileyici ve özgüvenliydi, kılıcı parlıyordu gibiydi ve düşmanlar adını duyduklarında korkuyorlardı. Li Guang'ın şöhreti tüm savaş alanına yayıldı, askerler onun cesaretini gördüler ve moralleri yükseldi, böylece düşmana karşı cesurca savaştılar. Sonunda, Li Guang ordusunu kesin bir zafer kazandırmak için yönetti, Hunlar tamamen yenildi ve Li Guang'ın şöhreti daha da arttı.
Usage
这个成语主要用来形容人或事物威严、气派、令人敬畏的样子,常用来描写人物的英姿飒爽、气势雄伟、威风凛凛的姿态,也可以用来形容事物雄伟壮观、气势磅礴的景象。
Bu atasözü, bir insanın veya nesnenin heybetli, şık ve ürkütücü görünümünü tanımlamak için kullanılır. Genellikle bir kişinin parlak görünümünü, etkileyici tarzını ve ürkütücü duruşunu tanımlamak için kullanılır, ancak bir nesnenin görkemli ve etkileyici manzarasını tanımlamak için de kullanılabilir.
Examples
-
他站在那里,威风凛凛,让人不敢靠近。
tā zhàn zài nà li, wēi fēng lǐn lǐn, ràng rén bù gǎn kào jìn.
Orada duruyordu, görkemli ve heybetli, kimse yaklaşmaya cesaret edemiyordu.
-
将军威风凛凛地站在城楼上,俯瞰着城下的敌军。
jiāng jūn wēi fēng lǐn lǐn de zhàn zài chéng lóu shàng, fǔ kàn zhe chéng xià de dí jūn.
General, şehrin duvarında duruyordu, şehrin altındaki düşman kuvvetlerini gözlemliyordu.
-
那匹骏马威风凛凛,在草原上奔驰。
nà pǐ jùn mǎ wēi fēng lǐn lǐn, zài cáo yuán shàng bēn chí.
At görkemli ve güçlüydü, bozkırda koşuyordu.