孤立无助 yalnız ve çaresiz
Explanation
指一个人或一个群体得不到外界的帮助,处于极其困难和危险的境地。
Dış dünyadan hiçbir yardım almayan ve son derece zor ve tehlikeli bir durumda olan bir kişi veya grubu ifade eder.
Origin Story
话说很久以前,在一个偏远的小山村里,住着一位名叫阿牛的年轻人。他勤劳善良,却不幸遭遇了一场突如其来的变故。一场大火吞噬了他的家园,也夺走了他所有亲人的生命。阿牛孤身一人,无依无靠,在冰冷的现实面前,他感到无比孤立无助。他曾经试图向村里的人求助,但由于他性格内向,不善言辞,很多人对他避而远之,甚至对他投来异样的眼光。阿牛心中充满了绝望和痛苦,他不知道该何去何从。然而,命运并没有完全抛弃他。一天,一位路过的老妇人看到了阿牛的困境,她被阿牛的遭遇深深打动,决定帮助他。老妇人不仅给了阿牛食物和住所,还教他一些谋生的技能。在老妇人的帮助下,阿牛逐渐走出了困境,重新燃起了生活的希望。这个故事告诉我们,即使在最孤立无助的时候,也总会有善良的人伸出援助之手,帮助我们度过难关。
Eskiden, uzak bir dağ köyünde A Niu adında genç bir adam yaşarmış. Çalışkan ve iyi kalpliymiş ama ne yazık ki ani bir değişiklikle karşılaşmış. Büyük bir yangın evini yutmuş ve tüm akrabalarının hayatına mal olmuş. A Niu yalnız ve çaresiz kalmış, soğuk gerçeğin karşısında inanılmaz derecede yalnız ve çaresiz hissediyormuş. Köylülerden yardım istemeyi denemiş ama içine kapanık doğası ve konuşma becerisinin yetersizliği yüzünden birçok insan ondan kaçmış, hatta ona garip bakışlarla bakmışlar. A Niu'nin kalbi umutsuzluk ve acı doluymuş, ne yapacağını bilmiyormuş. Ancak kader onu tamamen terk etmemiş. Bir gün, yoldan geçen yaşlı bir kadın A Niu'nun durumunu görmüş, A Niu'nun talihsizliğinden çok etkilenmiş ve ona yardım etmeye karar vermiş. Yaşlı kadın A Niu'ya sadece yiyecek ve barınak vermekle kalmamış, aynı zamanda ona geçimini sağlayacak bazı beceriler de öğretmiş. Yaşlı kadının yardımıyla A Niu yavaş yavaş zorluklarının üstesinden gelmiş ve hayatına olan umudunu yeniden canlandırmış. Bu hikaye, bize en yalnız ve çaresiz anlarda bile her zaman yardım eli uzatan iyi insanların olacağını anlatıyor.
Usage
用于形容人在某种情况下缺乏帮助和支持。
Belirli bir durumda bir kişinin yardım ve destekten yoksun olduğunu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他独自一人在异国他乡,感到孤立无助。
ta duzi yiren zai yiguo taxia, gandao guli wu zhu.
Yabancı bir ülkede yalnızdı ve kendini yalnız ve çaresiz hissediyordu.
-
面对强大的敌人,他们孤立无助,最终失败了。
mian dui qiangda de diren, tamen guli wu zhu, zhongyu shibaile.
Güçlü bir düşmanla karşı karşıya kaldıklarında, yalnız ve çaresiz kaldılar ve sonunda başarısız oldular.