山水相连 dağlar ve nehirler birbirine bağlı
Explanation
指山水相连在一起,通常用来形容地理位置相近,彼此相连。
Dağların ve nehirlerin birbirine bağlı olduğunu ifade eder, genellikle coğrafi olarak yakın ve birbirine bağlı yerleri tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
在古老的东方国度,有一对兄弟,他们的村庄紧挨着蜿蜒的河流和连绵的山脉。他们的家园就像镶嵌在山水画卷中一样,两家田地连成一片,共同守护着世代相传的土地。每年春天,他们一起在山坡上种下希望的种子;秋天,他们又一起收获累累的果实。他们的生活,像这山水一样,绵延不断,生生不息。直到有一天,外族入侵,兄弟俩携手并肩,一起保卫家园,他们的村庄,就如同这山水一般,坚不可摧。
Eski bir doğu ülkesinde, köyleri kıvrımlı bir nehrin ve sürekli dağların yanında bulunan iki kardeş vardı. Evleri, birbirine bağlı tarlalarıyla nesilden nesile geçen toprakları koruyan bir manzara resmi gibiydi. Her baharda, tepede birlikte umut tohumları ektiler; sonbaharda da birlikte emeklerinin meyvelerini topladılar. Hayatları, dağlar ve nehirler gibi, sürekli ve sonsuzdu. Bir gün yabancı işgalciler saldırdı ve iki kardeş, evlerini savunmak için omuz omuza savaştılar. Köyleri, dağlar ve nehirler gibi, zaptedilemezdi.
Usage
多用于描写地理位置,也可用于比喻事物之间的紧密联系。
Genellikle coğrafi konumu tanımlamak için kullanılır, ancak aynı zamanda şeyler arasındaki yakın ilişkiyi göstermek için de kullanılabilir.
Examples
-
两国山水相连,文化交流频繁。
liǎng guó shān shuǐ xiāng lián, wén huà jiāo liú pín fán.
İki ülke coğrafi olarak bitişik ve kültürel alışverişler sık rastlanır.
-
这两个村庄山水相连,景色宜人。
zhè liǎng gè cūn zhuāng shān shuǐ xiāng lián, jǐng sè yí rén.
Bu iki köy birbirine bitişik ve güzel manzaralara sahiptir.