山高水远 yüksek dağlar ve uzun nehirler
Explanation
形容路途遥远,距离很远。
Uzun ve uzak bir yolculuğu tanımlar.
Origin Story
很久以前,在一个偏远的小山村里,住着一对年轻的夫妇。丈夫名叫阿强,妻子名叫阿梅。他们相爱至深,但命运却将他们分隔两地。阿强为了生计,不得不远走他乡,前往繁华的都市谋生。阿梅在家乡,日日思念着远方的丈夫。山高水远,音讯全无,阿梅的思念如滔滔江水连绵不绝。她每天都站在村口的小路上,眺望着远方,期盼着丈夫归来。时光飞逝,一年又一年过去了。阿梅的头发逐渐花白,但她对丈夫的爱却从未减少半分。终于有一天,阿强回来了。他衣衫褴褛,历尽了千辛万苦,但他的心中却充满了对妻子的爱。他们紧紧地拥抱在一起,泪水夺眶而出。山高水远,阻隔不了他们彼此深厚的情感。
Çok eski zamanlarda, ıssız bir dağ köyünde genç bir çift yaşıyordu. Kocanın adı Aqiang, karısının adı ise Amei idi. Birbirlerini çok seviyorlardı, ancak kader onları ayırdı. Aqiang geçimini sağlamak için kalabalık bir şehre gitmek zorunda kaldı. Amei memleketinde kaldı ve her gün kocasını özledi. Dağlar ve nehirler onları ayırdı ve hiçbir haber yoktu, Amei'nin özlemi coşkun bir nehir gibi sonsuzdu. Her gün köyün girişindeki küçük yolda durur, uzağa bakarak kocasının dönüşünü beklerdi. Zaman geçti, yıllar geçti. Amei'nin saçları ağardı, ama kocasına olan sevgisi hiç azalmadı. Sonunda bir gün Aqiang döndü. Giysileri paramparçaydı ve çok sıkıntı çekmişti, ama kalbi karısına olan sevgiyle doluydu. Sıkıca sarıldılar ve gözyaşları aktı. Dağlar ve nehirler derin sevgi ve bağlılıklarını asla durduramadı.
Usage
主要用于描写路途遥远,常用于表达思念、跋涉等场景。
Çoğunlukla uzun bir yolculuğu tanımlamak için kullanılır, genellikle özlem, seyahat vb. ifade etmek için kullanılır.
Examples
-
家乡离这里山高水远,回家一趟不容易。
jiāxiāng lí zhèlǐ shān gāo shuǐ yuǎn, huí jiā yītàng bù róngyì.
Memleketim buradan çok uzakta, eve dönmek kolay değil.
-
虽然山高水远,我们也要去看望他。
suīrán shān gāo shuǐ yuǎn, wǒmen yě yào qù kànwàng tā
Uzak olsa bile, onu ziyarete gitmeliyiz