心灰意懒 umutsuz
Explanation
形容人灰心失望,意志消沉,对任何事情都提不起精神的状态。
Umutsuzluğa kapılmış ve hayal kırıklığına uğramış ve artık hiçbir arzusu kalmamış bir kişinin durumunu tanımlar.
Origin Story
从前,有个年轻的画家,他怀揣着梦想来到繁华的大都市,渴望能够一展才华,名扬天下。起初,他充满激情,勤奋地创作,四处投稿,却屡屡碰壁。他的画作被拒绝,他的梦想一次次地破灭,他开始感到迷茫和无助。日复一日的失望,让他心灰意懒,曾经的热情逐渐消退,他开始怀疑自己的能力,怀疑自己的梦想。他把自己封闭起来,不再外出,也不再创作。他的房间里堆满了未完成的作品,他颓废地坐在角落里,眼神空洞,仿佛失去了所有希望。直到有一天,一位老画家偶然发现了他的作品,被他的才华所打动,并指出了他作品中存在的问题,鼓励他继续坚持下去。老画家的鼓励,像一束阳光照进了他的心里,他重新燃起了希望,开始认真反思自己的不足,并努力改进。经过不懈的努力,他的作品终于得到认可,他最终实现了自己的梦想,名扬天下。
Bir zamanlar, yeteneğini sergilemeyi ve ünlü olmayı umarak, kalbinde hayallerle hareketli bir metropol şehrine gelen genç bir ressam vardı. Başlangıçta tutku doluydu, çalışkan bir şekilde eserler üretiyor ve çalışmalarını her yere gönderiyordu, ancak sürekli olarak engellerle karşılaşıyordu. Resimleri reddedildi ve hayalleri tekrar tekrar paramparça oldu, bu da kendisini kayıp ve çaresiz hissetmesine neden oldu. Gün geçtikçe hayal kırıklıkları onu umutsuzluğa itti, ilk coşkusu yavaş yavaş azaldı. Yeteneğinden ve hayallerinden şüphe etmeye başladı. Kendini izole etti, dışarı çıkmayı ve resim yapmayı bıraktı. Odası yarım kalmış eserlerle doluydu ve tüm umudunu kaybetmiş gibi gözleri boş, köşede bitkin bir şekilde oturuyordu. Ta ki bir gün yaşlı bir ressam yanlışlıkla eserlerini keşfedene kadar; yeteneğinden etkilenen yaşlı ressam, resimlerindeki kusurları gösterdi ve ona devam etmesi için cesaret verdi. Yaşlı ressamın cesaretlendirmesi, kalbinde bir güneş ışığı gibiydi ve umudunu yeniden canlandırdı. Kusurlarını ciddi bir şekilde düşünmeye ve kendini geliştirmeye başladı. Yorulmak bilmeyen çabaları sonrasında eserleri nihayet takdir edildi ve sonunda hayalini gerçekleştirerek ünlü oldu.
Usage
常用作谓语、定语、状语,形容人失去信心,意志消沉。
Bir kişinin özgüven kaybını ve depresyonunu tanımlamak için sıklıkla yüklem, sıfat veya zarf olarak kullanılır.
Examples
-
自从那件事发生后,他就心灰意懒,对什么都提不起兴趣。
zìcóng nà jiàn shì fāshēng hòu, tā jiù xīnhuīyìlǎn, duì shénme dōu tí bù qǐ xìngqù.
Olaydan sonra umutsuzluğa düştü ve her şeye kayıtsız kaldı.
-
连续几次考试失利,让他心灰意懒,甚至不想上学了。
liánxù jǐ cì kǎoshì shīlì, ràng tā xīnhuīyìlǎn, shènzhì bù xiǎng shàngxué le.
Sınavlarda peş peşe başarısızlıklar yaşadıktan sonra umutsuzluğa kapıldı ve okula bile gitmek istemedi.
-
创业失败后,他心灰意懒,一度想要放弃一切。
chuàngyè shībài hòu, tā xīnhuīyìlǎn, yīdù xiǎng yào fàngqì yīqiè
İşletmesi başarısız olduktan sonra umutsuzluğa düştü ve her şeyi bırakmayı düşündü.