怡然自得 怡然自得
Explanation
怡然自得形容心情愉快,舒适自在,对现状感到满意和满足。
怡然自得, mevcut durumdan duyulan mutluluk, rahatlık ve memnuniyet duygusunu tanımlar.
Origin Story
很久以前,在一个风景如画的山谷里,住着一位名叫李山的老人。李山一生勤劳善良,虽然生活清贫,但他总是怡然自得。他喜欢在清晨时分,到山间采摘野花,欣赏日出。他会在溪边钓鱼,静静地享受着大自然的馈赠。即使面对生活的艰难困苦,他也能保持乐观的心态,从容应对。他从不抱怨命运的不公,因为他相信只要内心充满阳光,就能战胜一切困难。邻居们都羡慕李山的乐观和豁达,称赞他拥有着一种让人难以企及的幸福。李山常说,幸福不在于拥有多少财富,而在于拥有一颗平静而满足的心。他用自己的行动诠释了“怡然自得”的真正含义,也为世人留下了宝贵的精神财富。
Çok uzun zaman önce, pitoresk bir vadide Li Shan adında yaşlı bir adam yaşıyordu. Li Shan hayatı boyunca çalışkan ve nazik bir insandı, hayatı fakir olmasına rağmen her zaman mutluydu. Sabah vakti dağlarda yabani çiçek toplamayı ve gün doğumunu izlemeyi çok severdi. Dere kenarında balık tutar, doğanın armağanlarının tadını sessizce çıkarırdı. Hayatı boyunca karşılaştığı zorluklarla bile iyimser bir tutum sergileyerek sakin bir şekilde başa çıkardı. Kaderin adaletsizliğinden asla şikayet etmezdi, çünkü kalbinin güneş ışığıyla dolu olduğuna inanırdı ve böylece tüm zorlukların üstesinden gelebileceğini düşünürdü. Komşuları Li Shan'ın iyimserliğine ve açık yürekliliğine imrenir, ona erişilmesi zor bir mutluluğa sahip olduğu için övgüler yağdırırlardı. Li Shan her zaman, mutluluğun ne kadar zengin olduğunda değil, sakin ve tatmin olmuş bir kalbe sahip olmada yattığını söylerdi. "怡然自得" nin gerçek anlamını eylemleriyle açıklamış ve dünyaya değerli bir manevi hazine bırakmıştır.
Usage
常用来形容人心情愉快,轻松自在,对现状感到满意。
Mevcut durumdan duyulan mutluluk, rahatlık ve memnuniyet hissini tanımlamak için sıklıkla kullanılır.
Examples
-
他独自一人在山间漫步,怡然自得。
tā dú zì yī rén zài shān jiān màn bù, yí rán zì dé
Dağlarda yalnız başına yürüyüş yapıyordu, huzurlu ve mutluydu.
-
面对困境,他依然怡然自得,令人敬佩。
miàn duì kùnjìng, tā yīrán yí rán zì dé, lìng rén jìng pèi
Zorluklarla karşılaştığında bile sakin ve memnundu, bu takdire şayandır.
-
他悠闲地坐在摇椅上,怡然自得地享受着午后阳光。
tā yōuxián de zuò zài yáoyǐ shang, yí rán zì dé de xiǎngshòu zhe wǔhòu yángguāng
Sallanır sandalyesinde rahatça oturuyor, öğleden sonra güneşinin tadını çıkarıyordu.