急不及待 sabırsız
Explanation
形容非常着急,等不及。
Çok sabırsız ve bekleyemeyen birini tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有个秀才名叫李元,为了参加科举考试,夜以继日地苦读,终于到了考试的最后期限。李元拿着他的考卷,赶往考场,路上,他看到一位老者跌倒在地,他立即上前去扶起老者。老者非常感谢他,并告诉他考试已经结束,李元一听,急不及待地追问老者,是否有补考的机会。老者告诉他,这次考试已经结束,以后还会再有考试。李元心里非常焦急,想到自己为了这次考试付出了这么多的努力,却错过了这次机会,心里非常懊悔。从此以后,李元更加珍惜时间,认真学习,终于在后来的考试中取得了优异的成绩。
Bir zamanlar eski Çin'de, imparatorluk sınavlarına sıkı bir şekilde çalışan Li Yuan adında bir bilgin vardı. Son gün, sınav kâğıdını teslim etmek için acele ederken, yaşlı bir adamın yere düştüğünü gördü. Adamı hemen kaldırdı. Minnettar yaşlı adam, sınavların bittiğini söyledi. Li Yuan, endişesini kontrol edemeyerek, telafi sınavı olasılığı hakkında umutsuzca sordu. Yaşlı adam, bu oturumun bittiğini, ancak gelecekte fırsatlar olacağını açıkladı. Li Yuan, tüm sıkı çalışmasının boşa gittiğini fark ederek yıkıldı. Bu deneyim ona zamanın değerini öğretti ve daha sonra daha çok çalışarak sonraki sınavlarda mükemmel sonuçlar elde etti.
Usage
用于形容人非常着急,迫不及待的心情。
Birinin sabırsızlığını ve istekliliğini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
听到这个好消息,他急不及待地告诉了家人。
ting dao zhe ge hao xiaoxi, ta ji bu ji dai di gaosu le jia ren.
Bu iyi haberi duyunca, ailesine hemen anlatmak için can atıyordu.
-
考试成绩出来了,他急不及待地想要查看结果。
kaoshi chengji chulei le, ta ji bu ji dai de xiang yao chakan jieguo。
Sınav sonuçları açıklandı ve hemen kontrol etmek için can atıyordu