昏昏噩噩 sersem
Explanation
形容精神恍惚,糊里糊涂,不知所措的样子。
Zihinsel yokluk, karışıklık ve yönelim bozukluğu durumunu tanımlar.
Origin Story
从前,有个叫小明的书生,为了科举考试,日夜苦读。他废寝忘食,埋首书卷,最终导致精神过度紧张,常常陷入昏昏噩噩的状态。一日,他拿着书卷在花园里散步,却不小心跌入池塘。他挣扎着爬起来,衣衫尽湿,头发凌乱,却依然茫然不知所措,浑浑噩噩地继续看书,直到有人发现他,把他从这昏昏噩噩的状态中拉了出来。从此以后,小明知道劳逸结合的重要性,再也不熬夜苦读了,他的生活也变得规律而充实。
Bir zamanlar, imparatorluk sınavları için gece gündüz çalışan Xiaoming adında bir bilgin vardı. Uyku ve yemekten mahrum kalarak kendini kitaplara gömdü, bu da sonunda aşırı sinir gerginliğine yol açtı ve sık sık sersem bir halde kaldı. Bir gün, kitaplarıyla bahçede yürüyüş yaparken yanlışlıkla bir gölete düştü. Zorlukla ayağa kalktı, kıyafetleri ıslanmış, saçları dağınıktı, ama yine de şaşkın ve yönünü şaşırmış halde, biri onu bulup sersemliğinden kurtarana kadar kitaplarını okumaya devam etti. O günden sonra Xiaoming, iş-yaşam dengesinin önemini anladı ve artık gece geç saatlere kadar çalışmadı, hayatı da düzenli ve tatmin edici hale geldi.
Usage
多用于形容人精神状态,也可用作比喻。
Çoğunlukla bir kişinin ruh halini tanımlamak için kullanılır, ancak mecazi olarak da kullanılabilir.
Examples
-
他最近总是昏昏噩噩的,什么事情都做不好。
tā zuìjìn zǒngshì hūnhūn èè de, shénme shìqíng dōu zuò bù hǎo。
Son zamanlarda sürekli sersem, hiçbir şeyi düzgün yapamıyor.
-
连续加班熬夜,他整个人都昏昏噩噩的。
liánxù jiābān áoyè, tā zhěnggèrén dōu hūnhūn èè de。
Ardı ardına gece vardiyasından sonra tamamen afallamış durumda.