没精打彩 halsiz
Explanation
形容精神不振,情绪低落。
Havasız ve mutsuz birini tanımlar.
Origin Story
小明最近考试失利,心情非常低落。他整天无精打采,学习也提不起精神,就连平时最爱吃的零食也食不知味。他父母看在眼里,疼在心里,于是带他去郊外游玩,呼吸新鲜空气,感受大自然的魅力。在父母的陪伴下,小明的心情逐渐好转,脸上也露出了久违的笑容。他意识到,人生难免会遇到挫折,重要的是要调整好心态,积极面对生活。
Son zamanlarda Xiao Ming bir sınavda başarısız oldu ve çok üzgündü. Bütün gün halsizdi, ders çalışacak enerjisi yoktu ve en sevdiği atıştırmalıklar bile tadını vermiyordu. Bunu gören anne ve babası üzüldü. Onu kırsal bir alana gezmeye götürdüler. Taze hava soluyarak ve doğanın güzelliğini hissederek, ruh hali yavaş yavaş düzeldi ve yüzünde uzun zamandır kayıp olan bir gülümseme belirdi. Hayatın zorluklarla dolu olduğunu, önemli olanın ise zihniyetini ayarlamak ve hayata olumlu bakmak olduğunu anladı.
Usage
用来形容人精神不振,情绪低落的状态。
Havasız ve mutsuz birinin durumunu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他最近学习压力大,上课总是没精打彩。
ta zuijin xuexi yali da, shangke zongshi mei jing da cai.
Son zamanlarda çok stresliydi, bu yüzden hep halsiz.
-
她生病后,整个人都显得没精打彩。
ta shengbing hou, zhengge ren dou xiandai mei jing da cai.
Hastalığın ardından çok güçsüz ve halsiz görünüyordu.