点头之交 Sadece tanıdık
Explanation
形容交情不深,只见过面,点头示意而已。
Bu, sadece yüzeysel bir ilişkinizin olduğunu, basit bir tanışıklık olduğunu belirtmek için kullanılır.
Origin Story
在一个繁华的都市里,住着一位名叫李明的年轻画家。他经常去一家咖啡馆,在那里他认识了各种各样的人。有一天,李明在咖啡馆遇到了一个名叫王伟的商人。王伟很欣赏李明的画作,两人聊得很投机。他们互相留下了电话号码,从此以后,他们偶尔会互相问候一下。但他们之间的关系,仅仅是点头之交,并没有深入交流。 有一天,李明得知王伟经营的公司遇到了困难,急需一笔资金。李明很想帮助王伟,但他自己也刚刚开始创业,资金并不充裕。于是,李明只能无奈地对王伟说:“我只能算你的点头之交,帮不了你什么。”王伟叹了口气,表示理解。 虽然他们只是点头之交,但李明的心中却充满了同情和惋惜。他希望王伟能够顺利渡过难关,也希望自己能够成为他真正的朋友,而不是仅仅是点头之交。
Canlı bir metropolde, Li Ming adında genç bir ressam yaşıyordu. Sık sık her türlü insanla tanıştığı bir kafeye giderdi. Bir gün Li Ming, kafede Wang Wei adında bir işadamıyla tanıştı. Wang Wei, Li Ming'in resimlerini beğendi ve ikisi de çok iyi anlaştılar. Telefon numaralarını değiştirdiler ve daha sonra ara sıra birbirlerine selam verdiler. Ama ilişkileri yüzeysel kaldı, derin sohbetlere girmediler. Bir gün Li Ming, Wang Wei'nin şirketinin zorluklarla karşılaştığını ve acil olarak paraya ihtiyaç duyduğunu öğrendi. Li Ming Wang Wei'ye yardım etmek istedi, ancak o da kendi işini yeni başlatmıştı ve yeterli parası yoktu. Bu yüzden Li Ming, Wang Wei'ye sadece pişmanlıkla şunları söyleyebildi: “Sadece tanışıyoruz, sana yardım edemem.” Wang Wei derin bir nefes aldı ve anladı. Sadece tanışık olsalar da, Li Ming'in kalbi sempati ve pişmanlıkla doluydu. Wang Wei'nin zorlukların üstesinden gelmesini istiyordu ve onun sadece bir tanıdığı değil, gerçek bir arkadaşı olmak istiyordu.
Usage
用于形容交情不深,只是见过面,点头示意而已。
Bu, sadece yüzeysel bir ilişkinizin olduğunu, basit bir tanışıklık olduğunu belirtmek için kullanılır.
Examples
-
我们之间只是点头之交,并不熟悉。
women zhi jian zhishi diǎn tou zhi jiao, bing bu shuxi.
Biz sadece tanışıkız, daha fazlası değil.
-
他不过是我的点头之交而已,没有什么深交。
ta bu guo shi wo de diǎn tou zhi jiao er yi, mei you shen jiao.
O sadece bir tanışığım, yakın arkadaş değiliz.
-
我和他只是点头之交,并不了解他的为人。
wo he ta zhishi diǎn tou zhi jiao, bing bu liao jie ta de ren wei.
Ona sadece selam verdim, ama onu tanımıyorum.