生死关头 Hayat ve ölüm durumu
Explanation
指极其危险、重要的时刻,也指面临生死存亡的时刻。
Son derece tehlikeli ve önemli bir anı, genellikle yaşam veya ölüm anını ifade eder.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的诗人,正乘船夜游长江。突遇大风,狂风巨浪,瞬间将小船打翻,李白落水,情况万分危急。在生死关头,他紧紧抓住了一根漂浮的木板,凭借着高超的游泳技术和顽强的毅力,最终成功获救,逃过了一劫。这场惊险的经历,让他对人生有了更深刻的感悟,也激发了他创作出更多优秀的诗篇。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı sırasında, Li Bai adında bir şair geceleri Yangtze Nehri'nde tekneyle geziyordu. Aniden şiddetli bir rüzgar esti ve büyük dalgalar küçük tekneyi anında devirdi. Li Bai suya düştü ve durum son derece tehlikeli hale geldi. Kritik anda, yüzen bir tahta parçasına sıkıca tutundu ve mükemmel yüzme becerileri ve azmiyle sonunda kurtuldu ve bir felaketten kurtuldu. Bu heyecan verici deneyim ona hayata dair daha derin bir anlayış kazandırdı ve daha güzel şiirler yaratması için de ilham verdi.
Usage
多用于危急时刻,比喻事情到了最危险的境地。
Genellikle kritik anlarda kullanılır, en tehlikeli durumu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他正处于生死关头,我们必须尽力相助。
tā zhèng chǔyú shēngsǐ guāntóu, wǒmen bìxū jìnlì xiāngzhù
Hayat ve ölüm arasında, elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.
-
这场比赛到了生死关头,胜负就在一线之间。
zhè chǎng bǐsài dàole shēngsǐ guāntóu, shèngfù jiù zài yīxiàn zhī jiān
Bu maç, kazanma veya kaybetme noktasına geldi, her şey bir an meselesi