穷途末路 窮途末路
Explanation
形容走投无路、无路可退,处于非常糟糕的境地。
Bu, bir kişinin hiçbir çıkış yolu görmeden ve kendini hiçbir şekilde kurtaramamasıyla, umutsuz bir durumda olduğunu anlatır.
Origin Story
古代有一个叫王子的年轻人,他从小就喜欢读书,梦想成为一位大官。然而,他家境贫寒,无法负担昂贵的学费。王子为了实现自己的梦想,他四处奔波,四处借钱,却始终无法凑齐足够的学费。最终,他不得不放弃了学业,回到了家乡。回到家乡后,他发现自己已经没有路可走了。他的家人早已去世,他的朋友也散落在各地。他找不到工作,没有钱,也没有地方住。他每天都过着饥一顿饱一顿的生活。他走遍了家乡的每一个角落,却始终没有找到任何机会。王子终于意识到,自己已经走到了穷途末路。他坐在田埂上,望着远处的田野,心里充满了绝望。他知道,自己的梦想已经破灭了,他的人生已经走到尽头了。
Bir zamanlar, küçük yaştan itibaren okumayı seven ve yüksek bir görevli olma hayalini kuran Prens adında bir genç adam vardı. Ancak, o fakir bir aileden geliyordu ve pahalı okul ücretlerini karşılayamıyordu. Hayalini gerçekleştirmek için Prens her yere gitti ve borç para aldı, ancak asla okul ücretlerini ödemek için yeterli parayı toplayamazdı. Sonunda, eğitimini bırakmak zorunda kaldı ve memleketine geri döndü. Memleketine döndüğünde, başka seçeneğinin olmadığını fark etti. Ailesi zaten ölmüştü ve arkadaşları dört bir yana dağılmıştı. İş bulamadı, parası yoktu ve yaşayacak yeri de yoktu. Her gün nasıl hayatta kalacağını bilmeden yaşıyordu. Memleketinin her köşesini dolaştı, ancak hiç fırsat bulamadı. Prens sonunda 穷途末路'da olduğunu fark etti. Bir tarlanın kenarına oturdu ve uzaktaki tarlalara bakarak umutsuzluğa kapıldı. Hayalinin yıkıldığını ve hayatının sona erdiğini biliyordu.
Usage
当一个人或事物处于无路可走、无计可施的困境时,可以用“穷途末路”来形容。
穷途末路 atasözü, bir kişinin hiçbir çıkış yolu görmeden ve kendini hiçbir şekilde kurtaramamasıyla, umutsuz bir durumda olduğunu anlatmak için kullanılabilir.
Examples
-
经过连续几场败仗,敌军已到了穷途末路。
jīng guò lián xù jǐ chǎng bài zhàng, dí jūn yǐ dào le qióng tú mò lù.
Bir dizi yenilginin ardından, düşman ordusu şimdi 穷途末路'da.
-
他因贪污受贿,被捕后,走投无路,最终选择自首。
tā yīn tān wū shòu huì, bèi bǔ hòu, zǒu tóu wú yī, zhōng jiū xuǎn zé zì shǒu.
Rüşvet almakla suçlandı ve çıkış yolu kalmayınca sonunda itiraf etti.
-
公司经营不善,面临倒闭的风险,如今已到了穷途末路。
gōng sī jīng yíng bù shàn, miàn líng dǎo bì de fēng xiǎn, rú jīn yǐ dào le qióng tú mò lù.
Şirket kötü yönetiliyor ve iflas riskiyle karşı karşıya, şimdi 穷途末路'da.