走投无路 çaresiz
Explanation
比喻处境极其困难,已经找不到任何出路。
Bu, kişinin son derece zor bir durumda olduğunu ve çıkış yolu bulamadığını ifade eden bir deyimdir.
Origin Story
明朝末年,李自成率领农民起义军攻打北京城,崇祯皇帝走投无路,最终在煤山自缢而死。他曾经试图向各地求援,却发现大势已去,无人能救。他甚至想到了向清军投降,但又担心被清军杀害,最终绝望地选择了结束自己的生命。崇祯皇帝的死,标志着明朝的灭亡,也成为中国历史上一个悲壮的结局。这个故事体现了走投无路这个成语的含义,也反映了崇祯皇帝在面对国破家亡时的绝望和无奈。
Ming Hanedanlığı'nın sonlarında, Li Zicheng önderliğindeki köylü isyancı ordusu Pekin'i kuşattı. Çıkış yolu kalmayan İmparator Chongzhen, sonunda Kömür Tepesi'nde kendini astı. Başka yerlerden yardım istemiş ancak durumun umutsuz olduğunu ve kimsenin onu kurtaramayacağını anlamıştı. Hatta Qing ordusuna teslim olmayı bile düşünmüştü ama öldürülmekten korkuyordu. Sonunda, umutsuzluğa kapılıp hayatına son vermeyi tercih etti. İmparator Chongzhen'in ölümü Ming Hanedanlığı'nın sonunu getirdi ve Çin tarihi için trajik bir olay olarak kaldı. Bu hikaye, "zou tou wu lu" deyiminin anlamını göstermekte ve İmparator Chongzhen'in ülkesinin ve ailesinin yıkılışı karşısındaki umutsuzluğunu ve çaresizliğini yansıtmaktadır.
Usage
形容人陷入困境,没有出路。
Çıkış yolu olmayan, çok zor bir durumda olan birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他走投无路,只好向朋友求助。
ta zou tou wu lu, zhi hao xiang peng you qiu zhu.
Çaresiz kaldı ve arkadaşlarından yardım istemek zorunda kaldı.
-
面对困境,我们不能走投无路,要积极寻找解决办法。
mian dui kun jing, women bu neng zou tou wu lu, yao ji ji xun zhao jie jue ban fa
Zorluklarla karşı karşıya kaldığımızda, umudumuzu kaybetmemeli, aktif olarak çözüm aramalıyız.