突如其来 tū rú qí lái ani

Explanation

形容事情的发生出乎意料地突然。

Beklenmedik ve aniden meydana gelen bir olayı tanımlar.

Origin Story

在一个宁静的午后,祥和的村庄里突然响起一阵震耳欲聋的巨响。原来是山上的巨石因为一场突如其来的暴雨而滚落下来,砸断了村口那棵古老的樟树。村民们都惊呆了,这突如其来的灾难让他们措手不及。庆幸的是,巨石并没有砸到人,只是毁坏了一些房屋和农田。这突如其来的巨石,就像生活中突如其来的意外一样,让人猝不及防。但村民们没有被吓倒,他们互相帮助,清理碎石,重建家园。这场突如其来的灾难,也让他们更加团结互助,共同克服困难。

zài yīgè níng jìng de wǔ hòu, xiáng hé de cūn zhuāng lǐ tū rán xiǎng qǐ yī zhèn zhèn ěr yù lóng de jù xiǎng

Sakin bir öğleden sonra, sakin bir köyde aniden sağır edici bir gürültü koptu. Dağın tepesinden gelen büyük bir kaya, ani bir sağanak yağmur nedeniyle aşağı yuvarlanmış ve köy girişindeki eski defne ağacını kırmıştı. Köylüler şaşkına döndüler; bu beklenmedik felaket onları hazırlıksız yakalamıştı. Neyse ki kimse yaralanmadı, ancak bazı evler ve tarlalar hasar gördü. Bu ani kaya, hayattaki beklenmedik kazalar gibi, herkesi hazırlıksız yakaladı. Ancak köylüler yılmadılar; birbirlerine yardım ettiler, enkazı temizlediler ve evlerini yeniden inşa ettiler. Bu ani felaket, aynı zamanda onları daha birleşik ve destekleyici hale getirdi ve güçlüklerin üstesinden gelmek için birlikte çalıştılar.

Usage

用作定语、状语;多用于形容突发的事件。

yòng zuò dìng yǔ,zhuàng yǔ

Sıfat veya zarf olarak kullanılır; genellikle ani olayları tanımlamak için kullanılır.

Examples

  • 一场突如其来的大雨打乱了我们的计划。

    yī chǎng tū rú qí lái de dà yǔ dǎ luàn le wǒ men de jì huà

    Ani birdenbire gelen yağmur planlarımızı alt üst etti.

  • 突如其来的噩耗让他无法接受。

    tū rú qí lái de è hào ràng tā wú fǎ jiē shòu

    Ani birden gelen kötü haberi kaldıramadı