立足之地 ayakta kalma yeri
Explanation
指能够站稳脚跟的地方;也比喻能够生存和发展的基础。
Birinin ayakta kalabileceği bir yere işaret eder; aynı zamanda mecazi olarak hayatta kalma ve gelişmenin temelidir.
Origin Story
话说唐朝时期,有个名叫李白的诗人,他一生漂泊,四处游历,渴望找到属于自己的立足之地。他年轻时怀揣着满腔抱负,离开家乡,游历各地,希望在仕途上有所作为,实现自己济世救民的理想。然而,由于他性格耿介,不善逢迎,屡遭权贵排挤,仕途不顺。但他并未气馁,而是继续游历,饱览山河,创作出许多千古流传的诗篇。李白虽然在政治上屡遭挫折,但他始终没有放弃寻找自己的人生方向和价值。他始终相信,只要自己坚持自己的理想,总有一天能够找到属于自己的立足之地,最终实现自己的价值。他漂泊各地,虽然没有找到一个稳定的官职,但他却在诗歌创作上取得了巨大的成就,成为了唐朝最伟大的诗人之一,他的诗歌在后世产生了深远的影响,成为中华民族文化宝库中的瑰宝。因此,他的诗歌和人生经历也成为后人不断寻找和追寻自身立足之地的一个激励和借鉴。
Söylentilere göre Tang Hanedanlığı döneminde, hayatının tamamını dolaşarak ve yerleşebileceği bir yer arayarak geçiren Li Bai adında bir şair vardı. Gençliğinde, hırs dolu olarak memleketini terk etti ve hükümet kariyerinde bir şeyler başarmayı ve dünyayı kurtarma ideali gerçekleştirmeyi umarak uzun ve geniş yolculuklara çıktı. Bununla birlikte, dürüst ve dik başlı karakteri nedeniyle, güçlü kişiler tarafından sık sık dışlandı ve kariyeri kolay olmadı. Yine de pes etmedi. Bunun yerine yolculuklarına devam etti, dağların ve nehirlerin güzelliğine hayran kaldı ve nesiller boyu aktarılan birçok şiir yarattı. Li Bai, siyasi kariyerinde birçok aksilik yaşamasına rağmen, hayatın anlamı ve değeri arayışını hiçbir zaman terk etmedi. İdealine sıkıca bağlı kaldığı sürece bir gün yerini bulacağına ve değerini gerçekleştireceğine kesinlikle inanıyordu. Her yere gitti, istikrarlı bir resmi pozisyon elde edemedi, ancak şiir yazmada büyük bir başarı yakaladı ve Tang Hanedanlığının en büyük şairlerinden biri oldu. Şiirleri gelecek nesiller üzerinde derin bir etkiye sahipti ve Çin kültürünün hazinesinde değerli mücevherler haline geldi. Bu nedenle, şiirleri ve yaşam deneyimleri, gelecek nesillerin dünyadaki yerlerini sürekli olarak arama çabalarına bir teşvik ve referans olarak hizmet ediyor.
Usage
多用于比喻义,指生存和发展的空间或基础。
Çoğunlukla mecazi anlamda kullanılır, hayatta kalma ve gelişme için alan veya temeli ifade eder.
Examples
-
他虽然四处奔波,却依然没有找到一个安身立命的立足之地。
ta suīrán sìchù bēnbō, què yīrán méiyǒu zhǎodào yīgè ānshēn lì mìng de lì zú zhī dì.
Her yere gitmesine rağmen, hala yerleşebileceği bir yer bulamadı.
-
在异国他乡,他努力寻找自己的立足之地。
zài yìguó tāxiāng, tā nǔlì xúnzhǎo zìjǐ de lì zú zhī dì.
Yurtdışında, dünyadaki yerini bulmak için çabalıyor.