绝路逢生 Umutsuzlukta bir şans
Explanation
比喻在走投无路的情况下,意外地获得生机。
Umutsuz bir durumda beklenmedik bir şekilde hayat şansı elde etmeyi tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有一个叫李白的诗人,他特别喜欢游历各地,欣赏名山大川。一次,他独自一人来到一座深山里,因为迷路了,走了很久,天色渐渐暗了下来,山里更是伸手不见五指。突然,李白发现自己被困在一个山洞里,四周都是悬崖峭壁,根本没有路可以走出去。他心里很害怕,觉得今天可能要交代在这里了。但是,李白并没有放弃希望,他仔细观察周围的环境,发现山洞的顶部有一条细小的裂缝,他努力向上攀爬,费了九牛二虎之力,终于从裂缝里爬了出来。他发现自己已经身处山顶,而且不远处有一条小路,这条小路可以带他走出深山。李白惊喜万分,感叹道:‘真是绝路逢生啊!’
Eskiden, Tang Hanedanlığı döneminde, seyahat etmeyi ve ünlü dağları ve nehirleri takdir etmeyi çok seven Li Bai adında bir şair vardı. Bir gün, yalnız başına derin bir dağa gitti ve yolunu şaşırdı. Uzun süre yürüdükten sonra hava yavaş yavaş karardı ve dağ kapkaranlık oldu. Birdenbire Li Bai, uçurumlarla çevrili ve çıkış yolu olmayan bir mağaraya sıkışmış olduğunu fark etti. Çok korktu, o gün orada ölebileceğini düşündü. Ancak Li Bai umudunu kaybetmedi. Çevreyi dikkatlice inceledi ve mağaranın tepesinde küçük bir çatlak buldu. Yukarı tırmanmak için elinden gelenin en iyisini yaptı ve çok çaba harcadıktan sonra sonunda çatlak arasından dışarı çıktı. Dağın tepesinde olduğunu ve yakınlarda onu derin dağdan çıkarabilecek küçük bir patika olduğunu fark etti. Li Bai çok sevindi ve şöyle haykırdı: 'Ne mucize!'
Usage
用于形容在绝境中获得生机;多指人在困境中获得转机。
Umutsuz bir durumda bir fırsat elde etmeyi tanımlamak için kullanılır; sıklıkla zorluk içindeki bir kişinin dönüm noktasını tanımlar.
Examples
-
他虽然身处绝境,却依然坚信绝路逢生。
ta suiran shen chu jue jing, que yiran jianxin juelu fengsheng.
Umutsuz bir durumda olsa bile, hala mutlu bir sonuca inanıyordu.
-
经过一番努力,他终于在绝路中找到了生的希望,真是绝路逢生。
jingguo yifang nuli, ta zhongyu zai juelu zhong zhaodaole sheng de xiwang, zhen shi juelu fengsheng
Birkaç çabadan sonra, sonunda hiçbir şeyin içinde bir umut ışığı buldu, gerçek bir mucize