美中不足 Küçük bir kusur
Explanation
事情大体上很好,但还有些小缺点。
Şeyler genel olarak iyi gidiyor, ancak yine de bazı küçük eksiklikler var.
Origin Story
话说唐朝有个著名的画家叫张择端,他以画《清明上河图》而闻名于世。这幅画描绘了汴京繁华的景象,人物众多,栩栩如生,堪称一绝。然而,张择端在创作这幅画时,却因为时间仓促,未能细致地描绘出画面中每一个细节,导致画作有一些地方略显粗糙,这便成了这幅举世闻名的作品的美中不足之处。尽管如此,《清明上河图》依然是中华民族宝贵的文化遗产,被后人世代传颂。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı'nda, "Qingming Festivali Sırasında Nehir Boyunca" adlı resmiyle ünlü Zhang Zeduan adında ünlü bir ressam vardı. Bu resim, birçok karakterle, gerçekçi ve eşsiz sayılabilecek Bianjing'in müreffeh manzarasını tasvir eder. Ancak Zhang Zeduan bu resmi yaparken zaman sıkıntısı nedeniyle resimdeki her ayrıntıyı özenle resmetmeyi başaramadı, bu nedenle resmin bazı bölümleri biraz kaba görünüyor, bu da dünyaca ünlü bu eserin tek küçük kusurudur. Buna rağmen, "Qingming Festivali Sırasında Nehir Boyunca" Çin ulusunun değerli bir kültürel mirası olmaya devam ediyor ve nesilden nesile aktarılıyor.
Usage
用于评价事物总体不错,但略有瑕疵。
Genel olarak iyi olan ancak küçük kusurları olan şeyleri değerlendirmek için kullanılır.
Examples
-
这份计划总体不错,但美中不足的是缺乏可行性分析。
zhè fèn jìhuà zǒngtǐ bù cuò, dàn měi zhōng bù zú de shì quēfá kěxíngxìng fēnxī。
Bu plan genel olarak iyi, ancak eksikliği uygulanabilirlik analizinin olmamasıdır.
-
他的作品几乎完美,但美中不足的是结尾略显仓促。
tā de zuòpǐn jīhū wánměi, dàn měi zhōng bù zú de shì jiéwěi lüèxiǎn cāngcù。
Eseri neredeyse mükemmel, ancak eksikliği sonunun biraz aceleci olmasıdır.
-
这次旅行很愉快,唯一的不足之处就是天气不太好。
zhè cì lǚxíng hěn yúkuài, wéiyī de bùzú zhī chù jiùshì tiānqì bù tài hǎo。
Bu gezi çok keyifliydi, tek eksik hava durumunun pek iyi olmamasıydı.