自讨苦吃 kendi başına dert açmak
Explanation
自己给自己找麻烦,吃苦头。
kendine dert açmak; sıkıntı davet etmek; hayatını zorlaştırmak
Origin Story
从前,有个年轻人,个性非常倔强,凡事都喜欢自己做主。有一天,他听说远方有座山,山上盛产一种珍贵的药材,可以治百病。年轻人不顾家人反对,独自一人前往。路途十分艰辛,他经历了风吹日晒,饥寒交迫,还遭遇了野兽的袭击。好不容易到达山顶,却发现药材早已被采摘一空,年轻人空欢喜一场,精疲力尽地返回家中。这次经历让他深刻明白,有些事情,盲目蛮干只会自讨苦吃。
Çok inatçı ve her şeyi kendi yöntemiyle yapmak isteyen genç bir adam vardı. Bir gün, uzak bir dağda tüm hastalıkları iyileştirebilecek değerli bir şifalı otun yetiştiğini duydu. Ailesinin itirazlarına rağmen genç adam tek başına yola çıktı. Yolculuk çok zordu; güneşin yakıcı sıcağını, açlığı ve soğuğu yaşadı, hatta vahşi hayvanlara saldırıya uğradı. Çok zorluk çekerek dağın tepesine vardığında, şifalı otun tamamen toplandığını gördü. Genç adam bitkin ve hayal kırıklığı içinde evine döndü. Bu deneyim ona düşüncesizce hareket etmenin sadece sorunlara yol açtığını öğretti.
Usage
用于形容一个人自己给自己找麻烦,结果反而吃亏。
Kendine dert açıp sonunda acı çeken birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他总是自讨苦吃,结果弄得自己很狼狈。
tā zǒngshì zì tǎo kǔ chī, jiéguǒ nòng de zìjǐ hěn lángbèi.
Her zaman kendi başına dert açar ve sonunda mahcup olur.
-
别再自讨苦吃,听我的劝告吧。
bié zài zì tǎo kǔ chī, tīng wǒ de quàngào ba.
Artık kendine dert açma, benim tavsiyemi dinle.
-
他为了追求所谓的完美,反而自讨苦吃。
tā wèile zhuīqiú suǒwèi de wánměi, fǎn'ér zì tǎo kǔ chī
Sözde mükemmelliğin peşinde koşarken, kendi kendine dert açtı.