花里胡哨 gösterişli
Explanation
形容颜色过于鲜艳繁杂,也比喻浮华而不实在。
Çok canlı ve çeşitli renkleri tanımlar ve aynı zamanda yüzeysel ve önemsiz bir şeye de atıfta bulunabilir.
Origin Story
老张是一位非常喜欢热闹的人,他家里的装修也和他一样,花里胡哨,各种颜色混杂在一起,显得非常杂乱。但是,他却非常满意,觉得这样才热闹。一天,他的朋友小李来他家做客,小李看着老张家的装修,皱起了眉头,说:“老张,你家也太花里胡哨了吧?看起来很乱啊!”老张笑了笑,说:“乱?哪里乱了?我觉得很漂亮啊!这就是我的风格!”小李无奈地摇了摇头,心想:这审美观,真是与众不同啊!
Yaşlı Zhang çok neşeli bir insandı. Evinin dekorasyonu da kişiliğini yansıtıyordu. Çok renkli ve dağınıktı, birçok farklı renk düzensiz bir şekilde bir arada karışmıştı. Yine de bundan çok memnundu, sadece böyle canlandığını düşünüyordu. Bir gün arkadaşı Xiao Li onu ziyarete geldi. Xiao Li, Zhang'ın evinin dekorasyonuna baktı ve kaşlarını çattı, “Yaşlı Zhang, eviniz çok gösterişli! Dağınık görünüyor!” dedi. Zhang gülümsedi ve “Dağınık mı? Nerede dağınıklık? Bence çok güzel! Bu benim tarzım!” diye cevapladı. Xiao Li çaresizce başını salladı ve içinden “Bu estetik anlayış gerçekten eşsiz!” diye geçirdi.
Usage
用于形容颜色过于鲜艳繁杂,或比喻事物浮华而不实在。
Çok canlı renkleri veya yüzeysel ve önemsiz bir şeyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他的穿着打扮太花里胡哨了。
tā de chuāngzhuāng dǎbàn tài huā lǐ hú shào le
Giyimi çok gösterişliydi.
-
这件衣服颜色花里胡哨的,我不喜欢。
zhè jiàn yīfu yánsè huā lǐ hú shào de, wǒ bù xǐhuan
Bu elbisenin rengi çok gösterişli, beğenmiyorum.