蛊惑人心 insanları kandırmak
Explanation
用欺骗、引诱等手段迷惑人,扰乱人的思想。
Aldatma ve kandırma yoluyla insanları aldatmak ve yanıltmak, insanların düşüncelerini karıştırmak.
Origin Story
很久以前,在一个偏僻的小村庄里,住着一位名叫阿强的年轻人。他生性狡猾,喜欢用花言巧语欺骗他人。村里的人们勤劳善良,但他们缺乏见识,很容易被阿强所蛊惑。阿强利用人们对未来的美好向往,编造了一个关于天上掉馅饼的故事,说只要大家相信他,并且把所有的积蓄都给他,他就能带领大家过上富裕的生活。起初,村民们对此将信将疑,但阿强巧舌如簧,再加上他的一些小恩小惠,逐渐地,村民们开始相信他的话。他们纷纷拿出自己的积蓄,交给了阿强。阿强得到钱财后,并没有带领村民们过上富裕的生活,反而偷偷地带着钱财逃跑了。村民们被骗之后,后悔不已,痛哭流涕。这个故事告诉我们,要擦亮双眼,不要轻信那些蛊惑人心的谎言。
Çok eski zamanlarda, ıssız bir köyde Aqiang adında genç bir adam yaşıyordu. Doğuştan kurnaz olan Aqiang, zekice sözlerle başkalarını kandırmayı severdi. Köylüler çalışkan ve iyi kalpliydiler, ancak bilgisizdiler ve Aqiang'ın etkisi altına girmeleri kolaydı. Aqiang, daha iyi bir gelecek özlemlerini kullanarak, gökten pasta düştüğüyle ilgili bir hikaye uydurdu. Eğer ona inanırlar ve tüm birikimlerini ona verirlerse, onları zengin bir hayata götüreceğini söyledi. Başlangıçta köylüler şüpheciydi, ancak Aqiang, ikna edici bir konuşmacıydı ve onlara küçük hediyeler verdi. Yavaş yavaş ona inanmaya başladılar. Ona birikimlerini verdiler. Parayı aldıktan sonra, Aqiang köylüleri zengin bir hayata götürmedi, aksine parayla gizlice kaçtı. Aldatıldıktan sonra köylüler pişman olup acı acı ağladılar. Bu hikaye, gözlerimizi açık tutmayı ve başkalarının aldatıcı sözlerine kolayca inanmamayı öğretiyor.
Usage
作谓语、定语、宾语;指迷惑人心
Yüklem, sıfat ve nesne olarak; insanları yanıltamayı ifade eder
Examples
-
他蛊惑人心的话,让很多人相信了谎言。
ta gu huorenxin de hua, rang henduo ren xiangxinle huangyan.
Manipülatif sözleri birçok insanın yalanlara inanmasına neden oldu.
-
不要被那些蛊惑人心的言论所迷惑。
buyaobeina xie guhuorenxin de yanlun suo mihuo
Bu tür yanıltıcı ifadelere aldanmayın.