见所未见 görülmemişi görmek
Explanation
指看到从来没有看到过的景象或事物。形容事物十分稀罕,前所未有。
Daha önce hiç görülmemiş bir manzara veya şeye tanık olmayı ifade eder. Çok nadir ve benzeri görülmemiş bir şeyi tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的诗人,游历山水,饱览祖国大好河山。一日,他来到一座深山老林,发现一个巨大的山洞。好奇心驱使下,他走了进去。洞内漆黑一片,伸手不见五指,李白点燃火把,慢慢地走进去。走了许久,眼前豁然开朗,竟然别有洞天。一个巨大的地下宫殿出现在眼前,宫殿金碧辉煌,装饰精美绝伦。墙壁上画着各种奇珍异兽,栩栩如生。殿中央摆放着一张巨大的玉桌,桌上摆放着各种奇珍异宝。李白从来没有见过如此壮观的景象,惊叹不已。他从未想过,在大山深处,竟然隐藏着如此神奇的世界。他写下了一首诗来歌颂这见所未见的奇景,流传至今。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı döneminde, Li Bai adında bir şair dağlarda ve nehirlerde dolaşarak vatanının güzelliğine hayran kaldı. Bir gün, yoğun bir ormana ulaştı ve büyük bir mağara keşfetti. Meraktan itilerek içeri girdi. Mağara zifiri karanlıktı; Li Bai bir meşale yaktı ve yavaşça içeri doğru ilerledi. Uzun bir süre yürüdükten sonra, yol aniden muhteşem bir yeraltı dünyasına açıldı. Onun önünde görkemli bir şekilde dekore edilmiş büyük bir saray belirdi. Duvarlar, canlı ve ayrıntılı, garip ve harika hayvanların resimleriyle süslenmişti. Sarayın ortasında, çeşitli hazinelerin yerleştirildiği büyük bir yeşim taşı masa vardı. Li Bai daha önce hiç böyle görkemli bir manzara görmemişti ve hayrete düştü. Dağların derinliklerinde böyle bir harikalar diyarının gizlendiğini asla düşünmemişti. Bu olağanüstü sahneyi tasvir eden bir şiir yazdı ve bu şiir günümüzde hala popüler.
Usage
用于描写看到前所未有的事物,多与“闻所未闻”连用。
Daha önce hiç görülmemiş bir şeyi tanımlamak için kullanılır, sıklıkla "wen suo wei wen" (daha önce hiç duyulmamış bir şeyi duymak) ile birlikte kullanılır.
Examples
-
他见所未见,闻所未闻,大开眼界。
ta jiansuoweijian, wensuoweiwen, da kai yanjie.
Daha önce hiç görmediği veya duymadığı şeyleri gördü ve duydu, bu da onun ufkunu genişletti.
-
这次展览中展出的文物,许多都是我们见所未见,闻所未闻的。
zhei ci zhanlan zhong zhanchude wenwu, xueduo dou shi women jiansuoweijian, wensuoweiwen de。
Bu sergide sergilenen eserlerin çoğu, daha önce hiç görmediğimiz veya duymadığımız benzersiz ve eşi benzeri görülmemiş eserlerdir.